EV SAHİBİ KİRACI İLİŞKİLERİ

Yayınlama: 25.04.2025
2
A+
A-
Sanayi Haber Ajansı İstanbul Temsilcisi Ekonomist / Yazar

Son birkaç yıldan bu yana gündemden düşmeyen konulardan birisi de ev sahibi kiracı ilişkileridir. Neredeyse her gün yazılı ve görsel basında bu konuda değişik bazı izlenimlerde bulunuyoruz. Özellikle büyük kentlerimizde sorun barınma krizine evrildi.

İçinde bulunduğumuz ekonomik ortamda her zaman olduğu gibi en çok enflasyon karşısında ezilen kesim dar ve sabit gelirlilerdir ve bunların başında en düşük emekli aylığı alanlar ve asgari ücretliler gelmektedir. İstanbul baz alınacak olursa en düşük ev kirası 25000 TL civarındadır ve ev bulmak son derece zordur. Bu yüzden bazı memurlar İstanbul’a tayin olmak istememektedir ve haklılardır. Son beş yılı ele aldığımızda İstanbul’da ev kiraları yaklaşık yüzde aktı yüz oranında artmıştır. Bazı semtlerde ise ortalama kira 65-70 bin TL ye ulaşmıştır. Bunların başında Kadıköy, Beşiktaş, Sarıyer sayılabilir. Dolayısıyla asgari ücreti veya normal ücretli bir çalışanın İstanbul’da yaşaması son derece zordur.

Yüksek seyreden enflasyon nedeniyle (şu anda dezenflasyon dönemindeyiz.) yaklaşık iki yıl önce kira artış oranları %25 ile sınırlandırılmıştı. Ancak o dönem %75-80 lere varan enflasyon nedeniyle ev sahibi ile kiracı arasında hiç hoş olmayan, istenmeyen olaylara sebep olmuştu. Geçen yıl 2024 temmuz ayından itibaren bu uygulamadan vazgeçilmiş ,12 aylık enflasyon oranının baz alınmasına karar verilmiştir. Yukarıda bahsetmeye çalıştığım gibi enflasyonun %75-80 olduğu bir ekonomik ortamda %25 in yetersiz olduğu bir gerçektir ve 12 aylık enflasyon ortalamasının baz alınması adaletli bir uygulamadır. Çünkü 12 aylık ortalama veriler TÜİK tarafından yani devlet kurumu tarafından belirlenmektedir. Bir başka konu ise kira kontratlarının beş yılda bir güncellenmesi ve 10 yılda bir tahliye hakkı tanınmasıdır. Bunlar yasal gerekçelerdir.

Son günlerde yazılı ve görsel basında yer alan haberlere göre bazı ev sahiplerinin yasanın dışına çıkarak kirayı kanunda belirtilen orandan daha çok arttırmak için ev sahiplerinin kiracılardan aldıkları TAHLİYE TAAHHÜTNEMESİ nin geçerli olup olmadığıdır. Kiracılar başını sokacak eve girebilmek için veya zorda kaldıkları için bu taahhütnameyi vermek zorunda kalmaktadır. Ancak verilen bu taahhütname her zaman geçerli olmayabilir. Bu konuda adalet bakanı Sn. Yılmaz Tunç’un açıklamaları aşağıdaki gibidir.

Ev sahipleri ve kiracılar arasında yaşanan tahliye taahhütnamesi tartışmaları sürerken, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Tunç, düzenlenen belgelerin mahkemede geçersiz sayılabileceğine dikkat çekti.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, kiracılar ile ev sahipleri arasında yaşanan tahliye taahhütnamesi tartışmalarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Tunç, tahliye taahhüdünün, kira sözleşmesinin imzalandığı tarihte değil, daha sonraki bir tarihte yapılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, ev sahibinin sonradan tarih eklediği tahliye taahhütnamesine itiraz edilebileceğinin altını çizdi.

Mahkemeler Kiracılar Lehine Karar Verebilir

Bakan Tunç, mahkemelerin bu tür durumlarda genellikle kiracıları haklı bulduğunu belirterek, hukukun kiracının zor durumda olabileceğini göz önünde bulundurduğunu söyledi. “Kiracı, evsiz kalmamak adına eve girerken her türlü belgeyi imzalayabilir. Bu nedenle kira sözleşmesi ile aynı tarihte imzalanan tahliye taahhütnamesi geçersiz sayılabilir” diyen Tunç, boş bırakılan tarihle imzalanan belgeler konusunda da kiracıların itiraz hakkı olduğunu hatırlattı.

Adli Tıp Tarih Tespiti Yapabiliyor

Ev sahipleri tarafından sonradan tarih eklenen belgelerle ilgili hukuki süreçlere de değinen Tunç, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nin, tarihin kira sözleşmesinden önce mi yoksa sonra mı atıldığını tespit edebildiğini belirtti. Kiracıların ellerinde delil olması adına tahliye taahhütnamesinin fotoğrafını çekmelerinin de önemli olduğunu ifade eden Tunç, “Ancak Adli Tıp Kurumu’nun tarih tespiti konusunda yüzde yüz garanti veremediğini unutmamak gerekir” dedi.

Noter veya e-Devlet Üzerinden İşlem Gündemde

Bakan Tunç, tahliye taahhütnamesinin noter veya e-Devlet üzerinden yapılması zorunluluğu getirilmesinin sorunu çözüp çözemeyeceğine dair soruya da yanıt verdi. Noter yoluyla düzenlenmesi halinde, ev sahiplerinin kiracıları çıkarmakta zorlanacaklarını düşünerek evlerini kiraya vermekten kaçınabileceğini belirten Tunç, bunun kira piyasasını olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekti.

“Noterde yapılırsa bir ücret ödemek zorunda kalınır. E-Devlet üzerinden düzenlenmesi halinde ise tahliye taahhüdü amacına uygun hale getirilmiş olur” diyen Bakan Tunç, konuya ilişkin yasal düzenlemelerin gündemde olduğunu sözlerine ekledi.

 

 

 

Kaynak: Sanayi Haber Ajansı

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.