GIDA FİYATLARI YÜKSEK SEYRETMEYE DEVAM EDİYOR.

Yayınlama: 21.10.2023
32
A+
A-
Sanayi Haber Ajansı İstanbul Temsilcisi Ekonomist / Yazar

Ülkemizde gıda enflasyonu sürekli olarak genel enflasyonunun üzerinde seyretmekte bu da başta dar ve sabit gelirliler olmak üzere hepimizi yakından ilgilendirmektedir. Çünkü gelir grupları incelendiğinde temel gıda ürünlerine ulaşamayan kesim olduğu bir gerçektir.

Gıda enflasyonunun yüksek seyretmesinin en büyük sebebi sıkı ve sürdürülebilir bir tarım politikasının olmaması ve bu bağlamda çiftçinin kendi tahminleriyle üretim yapmaya çalışmasıdır. Bir tarım ülkesi olan ülkemiz önceki yıllarda kendi kendine yeten ve ihracat yapan bir ülke iken günümüzde başta baklagiller olmak üzere birçok tarım ürünlerini ithal eder konuma gelmiştir. Döviz kurları da yüksek olunca yüksek rakamlar ödeyerek soframıza gıda ürünlerini almak zorunda kalmaktayız. Öncelikle tarım üreticilerinin sorunlarını irdelemek ve bunlara çözüm bulmak zorundayız. Akla gelen ilk çözüm yollarından birisi de planlı ve programlı, devlet desteği ile üretim yapılmasıdır. Ülkemizde çok büyük bir alan ekim yapılmadığı için boş kalmakta ve gıda sıkıntısı yaşanmaktadır. Hâlbuki devletin boş alanları yerel yönetimler vasıtasıyla tespit edip ne ekileceğini ne kadar ekileceğini belirleyip üreticileri teşvik ederek bir tarım politikası oluşturulabilir.

Gıda fiyatlarının yükselmesinde en büyük etken çiftçinin üretim için olmazsa olmazı olan mazot, gübre, zirai ilaç, tohum, fide gibi ihtiyaçlarının astronomik şekilde yükselmesidir. Antalya’da üretim yapan bir üreticiden İstanbul’a kadar çeşitli aşamalardan geçtiği için gıda enflasyonu olumsuz etkilenmektedir. Öncelikle tarladan hale gelen ürün komisyoncu vasıtasıyla satıldığı için yaklaşık %13 civarında bir gidere maruz kaldıktan sonra tüccara satılıyor. Tüccarın işçilik, kira, ambalaj giderlerinden sonra İstanbul’a olan nakliye, otoyol bedeli ödenerek ulaşıyor ve İstanbul’da da komisyoncuya ödenen bedelden sonra market, pazarda son tüketici ile buluşuyor. Son tüketiciye ulaşırken de kazanç, fire, kira, personel gideri, nakliye ödendikten sonra soframıza geliyor. Bütün bu bedeller ise ürünün tarladan çıkışının3,-5 katına ulaşıyor. Ancak burada bir konuyu unutmayalım; Hükümet şimdiye kadar fahiş fiyat denetimlerine öncelik vererek ve gerekli birimlere gerektiği şekilde para cezası uygulayarak fiyatları önlemeyi hedefledi ve doğru olanı yaptı. Çünkü zincir marketler, eskiden olduğu gibi ürünü halden değil direk üreticiden yani tarladan alarak ucuza mal edip satmaktadır. Burada en önemli nokta ucuza aldığı ürünü ucuza satmamakta piyasa koşullarında satmaktadır ve fiyatlar yükselmektedir. Bir örnek vermek gerekirse; geçtiğimiz günlerde bir zincir markette 29,95 TL olan kırmızı biber, daha ucuz olabilir diyerek üç harfli bir markete gittim. Gördüğüm etiket aynı ürün için 54,95 TL idi. Yani aynı ürün ucuz diye gittiğim üç harfli markette %70 daha pahalı idi. Demek ki denetimler uygulanmalı gerekli cezalar devam etmelidir. Biz de vatandaş olarak görevimizi yaparak bu tür marketleri yetkililere bildirmeliyiz.

İşte yukarıda açıklamaya çalıştığım gibi bu tür nedenlerden dolayı gıda enflasyonu sürekli olarak genel enflasyonun üzerinde seyretmektedir. Özellikle en düşük gelir grubu olan dar ve sabit gelirli vatandaşlar sadece sebze meyve değil et, süt, yumurta gibi insanın alması gereken besinlere ulaşmakta güçlük çekmektedir. Bunun sonucu olarak da başta obezite olmak üzere gelecek dönemde bazı sağlık sorunları ile karşı karşıya kalabileceğimiz endişesi artmaktadır.

Kaynak: TÜİK

İçinde bulunduğumuz yaz mevsiminin sonlarında yaz sebze ve meyve fiyatlarının ucuzlaması gerekirken sürekli olarak yükselmektedir. Geçtiğimiz temmuz ayından itibaren devam eden ve neredeyse yüzde yüzü aşan akaryakıt zamları bunun en büyük sebebidir ve bu yüzden genel enflasyon ile gıda enflasyonu arasındaki fark açılmaktadır.

Kaynak: TÜİK

Hükümet çiftçiye çeşitli şekillerde kredi vererek üretimi teşvik etmektedir ama bu desteklerin yeniden gözden geçirilmesi gerekir, yetersiz olduğu ortadadır.

Kaynak: Euronews

Birleşik Kamu-İş tarafından gerçekleştirilen “Halkın Enflasyonu” araştırmasına göre, gıda fiyatları 3 ayda yüzde 30 arttı. İlk 9 aylık süreçte ise artış yüzde 70 oranında oldu.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Ar-Ge birimi KAMUAR, fiyatlarını Ankara’daki marketlerden düzenli olarak derlediği ve halkın en fazla tükettiği 64 temel gıda maddesinden oluşan sepeti esas alarak hazırladığı gıda fiyatları endeksinin eylül ayı sonuçlarını içeren “Halkın Enflasyonu” araştırmasını açıkladı. Araştırmada, şu saptamalara yer verildi:

YAĞ FİYATLARINDAKİ ARTIŞ YÜZDE 10,6

Eylülde, tüm harcama gruplarında fiyatlar bir önceki yıla göre arttı. Yaz ayı olmasına rağmen özellikle meyve fiyatlarındaki yüksek artışlar dikkat çekti. Ekmek, pirinç, un, bulgur fiyatları eylülde bir önceki aya göre ortalama yüzde 2 oranında artarken, et ve balık grubu fiyatlarında yüzde 10,3 oranında artış yaşandı. Et ve balık fiyatlarında yılbaşından bu yana yaşanan artış yüzde 110’a yaklaştı. Eylülde önceki aya göre süt ve süt ürünleri ile yumurta grubu fiyatları yüzde 4,9 oranında artarken, yağ fiyatlarındaki artış yüzde 10,6 olarak gerçekleşti.

GIDA FİYATLARINDA SON 3 AYDA YÜZDE 30 ARTIŞ KAYDEDİLDİ”

Meyve fiyatlarının yüzde 0,5 oranında arttığı eylülde sebze fiyatlarında, bir önceki aya göre ortalama yüzde 6,6 oranında artış yaşandı. Eylülde bakliyat fiyatları yüzde 7,2 artarken, salça, zeytin, bal, çay, tuz ve benzeri gıda maddelerinden oluşan diğer işlenmiş gıda fiyatlarındaki artış eğilimi ise yüzde 3,6 ile devam etti. Vatandaşlar mevcut gıda tüketim alışkanlıklarına göre seçilen 64 gıda maddesinden oluşturulan gıda sepetini satın alabilmek için eylülde, bir önceki aya göre yüzde 5,9 oranında daha fazla para ödemek zorunda kaldı. Gıda fiyatları son üç ayda (temmuz, ağustos ve eylül) toplam yüzde 30 oranında artış kaydetti.

GIDA FİYATLARINDA İLK 9 AYLIK DÖNEMDE YÜZDE 70 ORANINDA ARTIŞ YAŞANDI”

Gıda fiyatlarında yılın ilk dokuz aylık döneminde ise yüzde 70 oranında artış yaşandı. Böylece seyyanen zam nedeniyle değişik maaş ve ücret seviyesine değişik oranlarda yansımış olan bu yıl temmuz ayında yılın ikinci yarısı için yapılan ücret ve maaş zamları, birçok ücretli için son dokuz aylık dönemindeki gıda fiyat artışına yetişemedi. Yüzde 25 zamla yetinmek zorunda kalan emeklilerin satın alma gücündeki erime hızlanarak devam etti. Bu yıl eylülde geçen yılın aynı ayına göre ekmek, un, bulgur, makarna fiyatlarında yüzde 70, et-balık fiyatlarında 137,9, süt ve süt ürünleri ile yumurta fiyatlarında yüzde 61,9 oranında artış oldu. Bir yıl öncesine göre yağ fiyatları yüzde 72,4 oranında arttı. Meyve fiyatları yüzde 129,8, sebze fiyatları ise yüzde 227,1 oranında artış gösterdi. Bakliyat fiyatları son bir yılda yüzde 47,1, diğer gıda fiyatları ise yüzde 62,1 oranında zamlandı.

Kaynak: SANAYİ HABER AJANSI

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.