Türkiye ekonomisinde enflasyon, vatandaşın gündelik yaşamında hâlâ en büyük baskı unsurlarından biri olmaya devam ediyor. Koç Üniversitesi’nin Eylül 2025 Hane halkı Enflasyon Beklenti Anketi, halkın fiyat artışları konusundaki kaygısının yüksek seviyede seyrettiğini ve özellikle düşük gelirli kesim ile tasarruf yapamayanların finansal stresinin arttığını ortaya koyuyor. Anket, yıl sonu ve önümüzdeki 12 aya ilişkin enflasyon beklentilerini ve geçmişte yaşanan fiyat artışlarının hissiyatını ölçerek ekonomik güvenin enflasyon algısı üzerindeki etkisini de gözler önüne seriyor.
Yıl Sonu ve 12 Aylık Enflasyon Beklentileri:
Eylül 2025 itibarıyla yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 65’e yükseldi. Önceki beklenti yüzde 62 seviyesindeydi. Bu yükseliş, halkın fiyat artışlarının yıl boyunca devam edeceğine dair güçlü bir algıya sahip olduğunu gösteriyor. Gelecek 12 aya ilişkin beklenti ise yüzde 58 olarak gerçekleşti. Bu durum, sadece kısa vadeli değil, orta vadeli fiyat artışlarının da halk tarafından endişe verici bulunduğunu ortaya koyuyor.
Geçmiş 12 ayın enflasyon hissiyatı ise yüzde 70 seviyesinde. Yani halk, geride bıraktığımız dönemde fiyat artışlarını doğrudan hissetmiş ve bu deneyim, geleceğe dair beklentilerinin şekillenmesinde etkili olmuş. Özellikle temel ihtiyaç ürünlerinde yaşanan fiyat dalgalanmaları, vatandaşın bütçesini ciddi şekilde zorlamış görünüyor.

Gelir Grubuna Göre Enflasyon Algısı:
Anket, düşük ve yüksek gelir grupları arasındaki enflasyon beklentisi farkını da ortaya koyuyor. Düşük gelir grubunda yıllık enflasyon tahmini yüzde 57 ile sınırlı kalırken, yüksek gelir grubunda bu oran yüzde 59 seviyesinde. Bu fark, düşük gelirli vatandaşların mevcut ekonomik koşullar nedeniyle beklentilerini daha temkinli belirlediklerini gösterebilir. Ancak dikkat çeken nokta, düşük gelirli vatandaşların hâlâ yüksek bir enflasyon kaygısı taşıyor olması. Bu kesim, gelirlerinin büyük kısmını temel ihtiyaçlara harcamak zorunda olduğu için fiyat artışlarının etkisini doğrudan hissediyor ve ekonomik risklere karşı kırılgan durumda.
Tasarruf Yapamayan Kesim:
Halkın yaklaşık yarısı tasarruf yapamadığını belirtiyor ve bu kesimde enflasyon beklentisi yüzde 58’e ulaşıyor. Tasarruf yapamayanlar için artan fiyatlar, günlük yaşamın planlanmasını zorlaştırıyor, acil harcamalar karşısında daha savunmasız hâle getiriyor. Ayrıca bu durum, ekonomik güvenin düşük olduğunu ve hane halklarının geleceğe dair finansal planlamada belirsizlik yaşadığını ortaya koyuyor. Tasarruf edemeyenler, fiyat artışlarını önceden öngöremedikleri için daha yüksek kaygı taşıyor ve bu durum tüketici davranışlarını da etkileyebiliyor.
Ekonomi Politikalarına Duyulan Güven ve Enflasyon İlişkisi:
Anket, ekonomi politikalarına duyulan güven ile enflasyon beklentileri arasında ters orantı bulunduğunu da ortaya koyuyor. Katılımcıların ekonomi politikalarına güven düzeyi arttıkça, 12 ay sonrası enflasyon beklentisi düşüyor. Güven duygusunun düşük olduğu kesimde ise beklentiler daha yüksek ve oynak seyrediyor. Özellikle ekonomiye kesinlikle güvenmediğini belirten ve katılımcıların yaklaşık yarısını oluşturan kesimde enflasyon beklentilerinde 3 puanlık bir düşüş gözlenmiş. Bu tablo, ekonomik güvenin enflasyon algısı üzerindeki kritik rolünü vurguluyor.
Halkın Psikolojisi ve Alım Gücü:
Yüksek enflasyon beklentisi, halkın alım gücünü doğrudan etkiliyor. İnsanlar fiyatların daha da yükseleceğini düşündükçe harcamalarını kısıyor, bazıları temel ihtiyaçlarını erteleyebiliyor. Bu durum özellikle düşük gelirli ve tasarruf yapamayan haneler için daha kritik. Artan fiyatlar, gelirini günlük harcamalara ayırmak zorunda olan vatandaşların yaşam standartlarını düşürüyor ve sosyal gerilimi artırıyor. Ekonomik belirsizlik, sadece bireysel değil toplumsal düzeyde de etkisini gösteriyor.
Halkın Beklentileri ve Politika Önerileri:
Anket, sadece mevcut fiyat artışlarının değil, aynı zamanda geleceğe dair beklentilerin de yüksek olduğunu gösteriyor. Bu nedenle fiyat istikrarını sağlamak ve ekonomi politikalarına duyulan güveni artırmak, enflasyon beklentilerini düşürmede kritik öneme sahip. Özellikle düşük gelirli kesimlerin ve tasarruf yapamayanların finansal stresini azaltacak sosyal destekler ve fiyat kontrol mekanizmaları, halkın güvenini güçlendirebilir.
Sonuç:
Koç Üniversitesi Eylül 2025 Hane halkı Enflasyon Beklenti Anketi, halkın enflasyon konusundaki kaygısının hâlâ yüksek olduğunu ve özellikle düşük gelirli ile tasarruf yapamayan kesimin ekonomik risklere karşı kırılgan olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Yıl sonu ve önümüzdeki 12 aya ilişkin yüksek beklentiler, fiyat istikrarının sağlanmasının ve ekonomik güvenin artırılmasının ne kadar kritik olduğunu gösteriyor. Aksi takdirde halkın enflasyon algısı yüksek kalacak, tasarruf eğilimi sınırlı olacak ve ekonomik istikrar üzerinde baskı sürecek.
Kaynak: Sanayi Haber Ajansı