HAZİRAN AYI KONUT SATIŞLARI

Yayınlama: 22.07.2024
81
A+
A-
Sanayi Haber Ajansı İstanbul Temsilcisi Ekonomist / Yazar

Ekonomik koşulların daha iyiye gelmesi için mücadele ettiğimiz günümüzde sadece konut satış fiyatları değil kira ücretleri de astronomik boyutlara gelmiştir. Özellikle büyük kentlerde merkezi bölgelerde en düşük ortalama kira ücreti yirmi-yirmi beş bin TL civarında seyretmektedir ve kiralık ev bulunması da epeyce zorlaşmıştır. Öncelikle belirtmemiz gerekir ki konut açığının en büyük sebeplerden biri, geçtiğimiz yıl 6 şubatta yaşadığımız,11 ilimizi etkisi altına alan deprem felaketidir. On binlerce bina yerle bir olduğu için depremzede vatandaşlarımız başka merkezlere akrabalarının yanına göç etmek zorunda kalmıştır. Yabancılara 400,000 dolarlık gayrimenkul almaları durumunda vatandaşlık verilmesi, yurdumuza gelen göçmen ve sığınmacı sayısının artması gibi nedenler konut fiyatlarının ve kira ücretlerinin yükselmesine sebep olmuştur. Bütün bu faktörlere ilaveten fiyatların artmasında en önemli faktör seyreden yüksek enflasyon nedeniyle inşaat malzemelerinde meydana gelen fiyat artışlarıdır. Bir başka konu da kentsel dönüşümün hız kazanmasıdır. Kısa süreliği için de olsa kiralık ev bulmayı zorlaştırdığı gibi kira ücretlerinin artmasının bir sebebi de kentsel dönüşüm olmuştur.

Konut ve kira ücretlerinin artışının bir diğer sebebi de yaklaşık bir yıla yakın bir süreden bu yana devam eden ve ne zaman biteceği belli olmayan Rusya-Ukrayna savaşı olabilir. Savaştan uzaklaşmak isteyen özellikle Ruslar Antalya’ya akın etmiş konut rakamları adeta uçmasına sebep olmuştur. Hatta Antalya’da Rus tabelalar da yerini almış, şehrin adeta yerlisi gibi yaşamaya başlamışlardır. Yerli ve milli paramızın değerinin oldukça düşük olması, yabancıların ülkemizde çok rahat bir şekilde harcama yapmasına ve rahat bir tatil yapmalarına olanak sağlamaktadır. Bizim emekliler de onları sadece seyretmekle yetinmektedir.

Paranın bol olduğu veya TL’nin değerli olduğu 2010-2015 yılları arasında ülkemizde inşaat yatırımları gereğinden fazla yapılmasına rağmen konut açığımız devam ediyor. İnşaata yatırım yapılması ekonomik dengenin büyümesine geçici olarak katkı sağlar ama yatırımlar bitince ekonomik büyüme rakamı düşecektir. Dolayısıyla yatırımları üretime dönük yapmalıyız ve kalıcı bir büyüme sağlamalıyız.

Bir başka konu da ülke genelinde boş duran konutlardır. Örneğin İstanbul’da yaklaşık bir milyon yüz bin konutun boş olduğunu olduğunu yazılı ve görsek basından izlemekteyiz. Eğer boş konut sayısı söylendiği kadar ise ivedilikle önlem alarak onların kullanımı sağlanmalıdır. Konut açığı en azından az da olsa azalacaktır.

Yukarıda bahsetmeye çalıştığım gibi inşaat maliyet endeksi sürekli yüksek seyretmekte, doğal olarak da inşaat maliyetleri artmaktadır.

Konut sorununun çözümü için hükümet çeşitli projeler üreterek başvuranlara da gerekli desteği vermeye çalışmaktadır. Ancak sorunun en ideal çözümü merhum Turgut Özal’ın uygulamaya başladığı ve yurdun dört bir yanına yayılan kooperatifçiliğin tekrar gündeme getirilmesidir. Her ne kadar uygulamaya konulan projeler bazı vatandaşlarımız için ulaşılabilir olsa da toplumda projelere ulaşamayan büyük bir kesim olduğu aşikardır. Kooperatifleşmeye gidildiği taktirde dar ve sabit gelirliler de ev sahibi olabiliriler. Günümüzde asgari ücretli ve emeklilerin ev alması hayalden öte gitmemektedir.

Son birkaç aydan bu yana konut satışlarında düşme eğilimi görülmektedir. Bunun yegâne sebebi ise kredi imkanlarının daralması, yüksek faiz oranının kredi maliyetlerine yansıması olarak görülebilir. Dolayısıyla ev sahibi olabilmek günümüzde özellikle dar ve sabit gelirliler için her geçen gün zorlaşmaktadır.

Geçtiğimiz birkaç ay öncesine kadar gayrimenkul bir yatırım aracı iken yukarıda da belirtmeye çalıştığım gibi içinde bulunduğumuz dönemde gayrimenkulde yaşanan fiyat artışları enflasyonun altında kaldığı için konut, yatırım aracı olmaktan çıkmış durumdadır. Ancak kiralık ev bulma ve yüksek kira ücretleri sorunu devam etmektedir.

Ekonomide her konuda olduğu gibi arz talep kanunu konut piyasasında da kendini göstermektedir. Yatırım aracı olmaktan sonra talep azaldığı için konut arzı çoğalmış, bu yüzden konut fiyatları düşme eğilimine girmiştir. İşte eriyen maaşlar ve yüksek seyreden enflasyon nedeniyle geçim sıkıntısına giren vatandaşlar zaten konut alamayacak durumda iken varlık sahibi vatandaşlar da fiyatların geriye geleceği endişesiyle konut talebinde azalmaya neden oluşturacak, özellikle işçilik maliyeti yükselmeye devam etmektedir. Bunun sebebi ise deprem bölgesinde devam eden projelere giden inşaat emekçilerinin oluşturduğu işgücü sıkıntısıdır.

Ülkemizde konut sorununun çözülebilmesi için inşaat maliyetinde en büyük maliyet olan arsa payının devlet tarafından karşılanarak vatandaşa uzun vadeli, düşük faizli kredi verilmesi ve uygulamanın devlet tarafından yapılmasıdır. Geçtiğimiz süreçte ilan edilen kentsel dönüşüm programlarında geçerli olmak üzere yarısı bizden kampanyası da yükselen faiz oranları ve enflasyon yüzünden vatandaşların girişim yapmalarını oldukça zora sokmuş ve hatta ödeme imkânı kalmadığından cazibesini kaybetmiş durumdadır.

Kentsel dönüşüm önemi haya kurtarma    olduğu hepimiz tarafından bilinmektedir. Son yapılan yerel seçimler öncesinde her parti adayı, bu sorunu çözeceğini devlet kaynaklarını kullanarak vaat etmişlerdi. Önümüzdeki süreçte verdikleri sözleri unutmadan takip edeceğiz ve etmek zorundayız. Çünkü özellikle büyük kentlerimizde birçok vatandaşımız depreme dayanıksız binalarda ikamet etmekte ve çözüm beklemektedir.

Yukarıda bahsetmeye çalıştığım gibi kredi faizlerinin yüksek olması nedeniyle konut talebi azalmış, hatta birkaç ay önceden öngördüğümüz gibi inşaat sektöründe konkordato ve iflas durumları başlamıştır. Orta vadeli planda öngörüldüğü gibi enflasyonda düşme eğilimi devam ederse ve politika faizine yaklaşırsa o zaman faiz indirimi olabilir ve inşaat ve diğer sektörler için bir canlanma olabilir. Ekonomi yetkililerinin açıkladığı üzere haziran enflasyonu mayıs enflasyonundan yaklaşık 5 puan altındadır ve hazine ve maliye bakanımız Sn. Mehmet Şimşek de temmuz enflasyonunun %60 olacağı öngörüsünde bulunmuştur. Ancak haziran ayının sonlarına doğru yüksek oranda yapılan elektrik ve akaryakıt zamları haziran enflasyon hesaplarına dahil değildir ve temmuz enflasyonuna yansıyacaktır. Yapılan zamları sadece iki ürün için düşünemeyeceğimiz aşikardır. İğneden ipliğe her üründe fiyat artışı yaşanacağı bir gerçektir.

Diğer taraftan merkez bankası rezervlerimiz birkaç ay önce eksi rakamlarda olmasına rağmen ülkemizin gri listeden çıkması ve uygulanan sıkı para politikası nedeniyle yabancıların güveni artmış ve MB rezervlerimiz brüt 146 milyar dolara çıkmıştır. Ancak gelen yabancı paranın büyük bir kısmının carry trade yöntemiyle geldiğini yani bir müddet sonra gideceğini unutmamak gerekir. Hükümet yetkilileri, MB rezervlerinin IMF kriterlerine göre yeterli olduğu söylemleri yanlıştır. Çünkü IMF kriterlerine göre MB rezervlerinin brüt olarak kısa vadeli borç miktarı kadar olmalıdır. Yani önümüzdeki bir yılda ödenecek borçlarımız kadar rezervimiz olması gerekir. Bizim kısa vadeli borç miktarımız ise 230 milyar dolar civarındadır. Bu hesaba göre MB rezervlerimiz 84 milyar dolar daha artmalıdır. Bir başka konu da bütçe açığımızın 1 trilyonun üstünde olmasıdır.

Gri listeden çıkmamız nedeniyle tahmin edebilirim ki yurt dışından 20-25 milyar dolar daha gelebilir ancak gelen paranın sabit sermeye yatırımı yani üretim kaynaklı olması gerekir.

Yukarıda anlatmaya çalıştığım ekonomik koşullarda enflasyonun düşmesi epeyce zaman alacağı ve yıl sonu hedefinin %38-42 olması son derece zor olduğu ortadadır. Yıl sonu için %50 enflasyon tahmini iyimser olabilir.

Sonuç olarak yüksek enflasyon ve yüksek faiz sadece inşaat değil tüm sektörleri olumsuz olarak etkilemiştir.

Aşağıdaki haziran ayı konut satışlarına ait bilgiler TÜİK’dan alınmıştır.

Konut satışları Ocak-Haziran döneminde %3,7 azaldı

Konut satışları Ocak-Haziran döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %3,7 azalışla 545 bin 74 olarak gerçekleşti.

Türkiye genelinde ipotekli konut satışları haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %49,4 azalış göstererek 6 bin 813 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı %8,6 olarak gerçekleşti. Ocak-Haziran döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %57,7 azalışla 51 bin 415 oldu.

Haziran ayındaki ipotekli satışların, bin 547’si; Ocak-Haziran dönemindeki ipotekli satışların ise 12 bin 176’sı ilk el satış olarak gerçekleşti.

Diğer satış türleri sonucunda 72 bin 500 konut el değiştirdi

Türkiye genelinde diğer konut satışları haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %3,3 artarak 72 bin 500 oldu. Toplam konut satışları içinde diğer satışların payı %91,4 olarak gerçekleşti. Ocak-Haziran döneminde gerçekleşen diğer konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %11,1 artışla 493 bin 659 oldu.

İlk el konut satış sayısı 25 bin 425 olarak gerçekleşti

Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %1,8 azalarak 25 bin 425 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı %32,1 oldu. İlk el konut satışları Ocak-Haziran döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %1,3 artışla 173 bin 324 olarak gerçekleşti.

İkinci el konut satışlarında 53 bin 888 konut el değiştirdi

Türkiye genelinde ikinci el konut satışları haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %6,7 azalış göstererek 53 bin 888 oldu. Toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı %67,9 oldu.

İkinci el konut satışları Ocak-Haziran döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %5,8 azalışla 371 bin 750 olarak gerçekleşti.

Yabancılara haziran ayında bin 440 konut satışı gerçekleşti

Yabancılara yapılan konut satışları haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %45,1 azalarak bin 440 oldu. Haziran ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı %1,8 olarak gerçekleşti. Yabancılara yapılan konut satış sayısının en fazla olduğu iller sırasıyla 593 ile Antalya, 478 ile İstanbul ve 116 ile Mersin oldu.

Yabancılara yapılan konut satışları Ocak-Haziran döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %45,7 azalarak 10 bin 461 oldu.

Ülke uyruklarına göre en çok konut satışı Rusya Federasyonu vatandaşlarına yapıldı

Haziran ayında ülke uyruklarına göre en fazla konut satışı sırasıyla 332 ile Rusya Federasyonu, 156 ile İran ve 102 ile Ukrayna vatandaşlarına yapıldı.

Kaynak: TÜİK

Kaynak: SANAYİ HABER AJANSI

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.