İMALAT PMI ORANI SON 13 AYDA SÜREKLİ GERİLEDİ

Yayınlama: 11.05.2025
10
A+
A-
Sanayi Haber Ajansı İstanbul Temsilcisi Ekonomist / Yazar

İmalat sanayisinde daralma veya büyüme imalat satın alma yöneticileri ile yapılan bir nevi anket yapılarak belirlenir.

PMI, satın alma yöneticileri endeksi anlamına gelmektedir. İngilizcede Purchasing Manager indeks kelimelerinin baş harflerinden oluşmaktadır.

PMI endeksi, işletmelerin satın alma süreçlerini yöneten yöneticilerin mal ve hizmet satın alma eğilimlerini gösteren bir çalışmadır. PMI göstergesi ekonomik büyüme hesaplanırken tahminler için kullanılır ve anket şeklinde yapılmaktadır. Ayrıca PMI endeksi ülkelerin ekonomik büyümeleri hesaplanırken kullanılan en önemli ögelerden biridir.

PMI anketi işletmelerde satın alma müdürlerinin, mal ve hizmet satın alma konusunda nasıl davrandıklarını ölçümlemek amacıyla yapılmaktadır. Başka bir ifade ile PMI, sanayi sektörünün faaliyet koşullarını ölçümlemek için kullanılan endekstir.

Ankette işletme satın alma müdürlerinin belirli bir periyotta (genelde aylık) mal ve hizmet alımları konusunda ne şekilde davranacakları hakkında sorular mevcuttur. Amaç bu müdürlerin eğilimlerini incelemektir. Bu anketler, güncel, doğru ve genellikle benzersiz aylık ekonomik eğilim göstergeleri sunabilme kapasitesi sayesinde, merkez bankaları yanında, mali piyasalar ve ticari karar vericiler tarafından dünyada en çok takip edilen iş anketi unvanına sahiptir. PMI endeksleri, esas alınan ekonomi ya da sektörün faaliyet koşullarındaki değişimin nicel büyüklüğünü değil, yönünü göstermesi açısından bir eğilim göstergesi özelliği taşımaktadır.

Endekslerin hesaplanması için şirketlerin satın alma yöneticileri ile düzenlenen ankette, anket katılımcısı firmalara üretim, yeni siparişler, stok düzeyleri, istihdam, tedarikçi performansı ve fiyat trendleri gibi parametrelerin bir önceki dönemde hangi yönde geliştiği (artış/iyileşme ya da düşüş/kötüleşme) ve bir sonraki dönemde nasıl gelişmesinin beklendiği sorulmaktadır.

PMI ölçümleri ülkede sanayinin nereye gittiği hakkında bilgi verdiği için sanayi üretimi, sanayi üretim endeksinin hesaplanması konusunda da kullanılır.

Üretim azalmasının sebeplerini sıralamak gerekirse aşağıdaki gibidir.

*Hammadde ve ara mal fiyatlarında görülen yükselişler

*Yurt içinde veya dışında gelişen talep daralması

*Ülkede görülen ekonomik durgunluk

*Kredi olanaklarının sınırlı olması

*Uygulanan ekonomi politikaları şeklinde sayılabilir.

Ülkemizde imalat sanayisinin daralmasının en büyük sebebi enflasyonun yüksek seyretmesidir. Çünkü üretim faktörlerinin birleştirilerek ortaya ürün çıkarılması kolay bir işlem değildir. Gelişen teknolojiye ayak uydurabilmek için gerekli olan makine ve teçhizat yatırımının yapılması, uluslararası pazarlarda rekabet ve gelişen teknolojiye uygun ürün üretilmesi, otomasyona hız verilmesi, gerekli olan insan kaynakların ve diğer işlemlerin yapılması için AR-GE departmanının önemi tartışılmaz. Yukarıda bahsettiğim gibi yaklaşık üç yıldan bu yana yüksek enflasyonla mücadele ediyoruz ve en bariz şekilde üretim işletmeleri yüksek enflasyondan etkilenmektedir. Sürekli artan hammadde ve yarı mamul fiyatları, maaş ve ücretlerin yüksek olmasına rağmen döviz kurlarının yatay seyretmesi özellikle ihracat yapan işletmeleri son derece zorlamaktadır. Yüksek seyreden maliyetler karşısında satış fiyatlarının döviz kurlarının yatay seyretmesi nedeniyle imalat sanayi azalma eğilimindedir. Dolayısıyla ekonomik göstergeler de üretim azlığı nedeniyle olumsuz gelişebilir.

Yerli piyasada çalışan işletmeler için de benzer sebepler geçerli olabilir. Çünkü yükselen üretim maliyetlerini her zaman satış fiyatlarına yansıtmak mümkün değildir. Hiçbir malın fiyatının alıcı veya satıcı belirleyemez. Ancak alıcı ile satıcının ortak noktada buluşması gerekir. Rakiplerin izlediği politikalar, ülkenin ekonomik durumu, hedef kitlenin beklentileri gibi nedenlerle üretici veya satıcı her zaman fiyat artırımına gidemeyebilir.

Ülkemizde imalat sanayisinin gerilemesinde en büyük etkenlerden biri de politika faizlerinin uzun süre ısrar edilen yanlış para politikasından sonra zorunlu olarak yükselmesidir. Son dört aydan bu yana sabit kalan kredi faizleri, sanayi kredilerinin de doğal olarak yükselmesine sebep olmuş, krediye ulaşmanın zorluğundan ziyade maliyetlerin yüksek olması kredi kullanımımı azaltmış, bu durum da üretim azalmasına yol açmıştır. Daha da ötesi bazı işletmeler çıkan işçinin yerine tekrar personel almadan küçülme yoluna gitmişler hatta konkordato ve iflas durumları başlamıştır. Üretime en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde bu tür olumsuzlukları yaşamamız ülke ekonomisi açısından olumsuz gelişmedir.

İstanbul Sanayi Odasının açıklamalarına göre PMI endeksi nisan ayında 47.3 seviyesine kadar geriledi ve bu oran 13 ayın en düşük oranı olduğu açıklandım PMI oranında ideal olan %50 seviyesinin üzerinde olmasıdır.

İmalat PMI oranının düşmesinde en büyük sebep faiz oranlarının yükselmesidir. Son 19 Mart olaylarından sonra bildiğiniz üzere TCMB politika faiz oranını 350 baz puan arttırarak %46 ya yükseltmek zorunda kaldı ve gecelik faiz ise %49 değerini aldı. Yapılan bu artıştan sonra işletmelerin kullandığı kredi maliyetleri %65-70 seviyesine gelince hem krediye ulaşım zorlandı hem de işletmeler kredi kullanmaktan doğal olarak kaçındılar. Bu maliyetleri kaldıramayan işletmeler de küçülmeye işçi çıkarmakla başladı. Dolayısıyla üretim faaliyetlerinde gerileme, ihracat siparişlerinde azalma gündeme geldiğinden imalat PMI oranı da gerilemeye devam etti.

 

Kaynak: Sanayi Haber Ajansı

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.