LÜKS MARKALAR ÇİN DE Mİ ÜRETİLİYOR?

Yayınlama: 24.04.2025
2
A+
A-
Sanayi Haber Ajansı İstanbul Temsilcisi Ekonomist / Yazar

Bilindiği üzere Çin dış ticaret fazlası veren ülkelerden bir tanesidir. Bunun temel nedeni dünyanın dört bir yanına her türlü ürünü üreterek ihracat yapmasıdır ve geniş bir pazara sahip olmasıdır. Öyle ki aklınıza ne geliyorsa, istediğiniz kalitede, istediğiniz miktarda, istediğiniz şekilde üretim yapılabilen bir ülke durumundadır.

Yaklaşık 46 yıl içinde bulunduğum hırdavat, nalbur iye sektöründen örneklemek gerekirse tüm değerli ve yüksek fiyatlı ürünlerin Çin’de ya fabrikası var ya da üretimi Çin’de fason yaptırmaktadırlar. Ben bizzat Çin’e gidip görmedim ama gidip gelen, fuarlara katılan, ithalat yapan birçok meslektaşlarımın ifadelerine göre özellikle işçilik maliyetleri ucuz olduğundan üretilen malın değeri de ekonomik duruma geliyor ve özellikle ülkemizde tercih edilen ürünler arasına rahatlıkla girdiğinden ülkemiz pazarında oldukça yoğun oranda yerini almaktadır.

TÜİK verilerine göre Şubat 2025 de dış ticaret verilerini hatırlayalım.

Şubat ayında en fazla ihracat yapılan ülke Almanya oldu

Şubat ayında ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 1 milyar 689 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 1 milyar 245 milyon dolar ile Birleşik Krallık, 1 milyar 195 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 86 milyon dolar ile İtalya, 1 milyar 12 milyon dolar ile Irak takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın %30,0’ını oluşturdu.

Ocak-Şubat döneminde ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 3 milyar 470 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 2 milyar 565 milyon dolar ile ABD, 2 milyar 525 milyon dolar ile Birleşik Krallık, 2 milyar 76 milyon dolar ile İtalya ve 1 milyar 977 milyon dolar ile Irak takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın %30,1’ini oluşturdu.

İthalatta ilk sırayı Rusya Federasyonu aldı

İthalatta Rusya Federasyonu ilk sırayı aldı. Şubat ayında Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 3 milyar 863 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 3 milyar 542 milyon dolar ile Çin, 2 milyar 143 milyon dolar ile Almanya, 1 milyar 269 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 234 milyon dolar ile İsviçre izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın %42,2’sini oluşturdu.

Ocak-Şubat döneminde ithalatta ilk sırayı Rusya Federasyonu aldı. Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 8 milyar 261 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 7 milyar 628 milyon dolar ile Çin, 3 milyar 997 milyon dolar ile Almanya, 2 milyar 699 milyon dolar ile ABD, 2 milyar 175 milyon dolar ile İtalya izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın %43,3’ünü oluşturdu.

Yukarıdaki bilgilerden de açıkça anlaşılacağı üzere Çin’e şubat ve ocak şubat aylarında ihracatımız hiç yok ama ithalata gelince ocak ayında 3milyar 542 milyon dolarlık, ocak şubat döneminde ise 7 milyar 682 milyon dolarlım ithalat yapmışız. Başka bir ifade ile Çin ile aramızda dış ticaret açığımız 2025 yılı ocak ve şubat aylarında 7 milyar 542 milyon dolardır.

Çin ile yaptığımız ithalat işlemleri 1980 li yıllarda merhum Turgut Özal döneminde; sadece yabancı uyruklu vatandaşların ithalat serbestisi kaldırılarak ve yükselen enflasyonun önüne geçmek için, belgesi olan her iş insanına izin verilmesiyle başlamıştı. Doğal olarak 1980 li yıllarda ülkemizde ürün kıtlığı olmasa da ürün bulabilmek zor olduğundan İthalatçı işletmeler genellikle Çin’den olmak üzere her türlü ürünü getirdiler ve kolay bir şekilde para kazanarak satmayı başardılar. Ancak gereğinden fazla ürün geldiğinden yerli sanayimiz epeyce bir zarara uğradı ve fiyat konusunda rekabet koşullarına uyum sağlayamadıklarından üretimlerine ara vermek ve başka işler yapmak zorunda kaldılar. Demem o ki 1980 li yıllardan bu yana Çin’den ithalat yapmaktayız ve kalitesine değil fiyatına bakarak işlem yaptığımızdan dolayı gereğinden fazla pazarımıza Çin malı ürünler girmiş oldu.

Marka konusuna gelince; bildiğim kadarıyla dünyanın en meşhur markalarının Çin’de fason yapıldığını veya fabrikaları olduğunu bizzat yaşayarak öğrendim. Şöyle anlatabilirim. Örneğin ZAFER marka ürün üretiyorsunuz ve bu ürünü Çin’de fason yaptırıyorsunuz ama malın üzerinde MADE IN CHİNA yazmıyor onun yerine MADE BY ZAFER yazıyor. Yani Çin üretimi olduğu tüketiciye yansımıyor.

Buraya kadar anlatmaya çalıştığım ülkemiz ile ilgili olan tarafıydı. Bir de bunun dünya ülkeleri açısından bakmak gerekirse Euronews haber sitesinden aldığım bilgileri aşağıda paylaşıyorum.

Gazeteci Leclercq, Çin hükümetinin son dönemde sahte ürün üretimini dolaylı olarak teşvik etmeye başladığını ve bunun, ABD’nin uyguladığı ticaret vergilerine karşı bir tür misilleme olarak kullanıldığını söylüyor.

ABD ve Çin arasında süregelen ticaret savaşı sonrası Tik Tok’ta paylaşılan binlerce video, dünyanın önde gelen lüks moda markalarının çantalarının aslında Çin’de üretildiğini iddia ediyor.

Peki bu iddialar doğru mu?

Hermès, Louis Vuitton, Prada gibi Avrupa merkezli lüks moda markalarının çantaları, yüz binlerce euroya varan fiyatlarıyla biliniyor. Bu markalar ürünlerinin Avrupa’da üretildiğini vurgularken — ki bu birçok tüketici için bir kalite güvencesi olarak görülüyor — Tik Tok’ta kendilerini Çinli üreticiler olarak tanıtan bazı kullanıcılar, bu çantaların gerçekte Çin’de üretildiğini öne sürüyor.

‘#chinesemanufacturer’ etiketiyle paylaşılan on binlerce video, bu iddiaları destekliyor. İçerik üreticileri, lüks markaların çantalarını gerçekte hangi Çinli üreticilerin yaptığını listeleyerek dikkat çekiyor. Bu akımın öncülerinden biri olan Wang Seng adlı Tik Tok kullanıcısı, bir Çinli çanta üreticisini temsilen konuştuğu videolarında, “Dünyadaki lüks çantaların yüzde 80’i Çin’de üretiliyor,” dedi.

Seng’in iddiasına göre, çantalar Çin’de neredeyse bitmiş halde üretiliyor, ardından markalar bu ürünleri kendi ülkelerine götürerek üzerine logolarını ekliyor ve paketleyerek ‘Made in Italy’ ya da ‘Made in France’ etiketiyle satıyor. Ona göre bu süreç, Avrupa’nın ‘sofistike’ ülkelerinde üretim algısı yaratmak için kullanılıyor.

Seng ve benzeri Tik Tok kullanıcıları, kendilerini lüks markalara üretim yapan ‘orijinal ekipman üreticileri’ (OEM) olarak tanıtıyor. Diğer bazı videolarda, ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin’e uyguladığı yüzde 145 oranındaki gümrük vergilerine atıf yapılarak, izleyicilere Çinli üreticilerden doğrudan alışveriş yapmaları çağrısı yapılıyor.

Bazı videolarda Çinli işçilerin yetenekleri öne çıkarılıyor; bir lüks çantanın gerçek maliyetinin ne kadar düşük olduğu anlatılırken, bu çantaların birebir kopyalanabildiği belirtiliyor. Bu söylemler, Çin’in dev sahte ürün piyasasına da açıkça gönderme yapıyor.

Peki lüks markalar gerçekten ürünlerini Çin’de mi üretiyor?

Tik Tok videoları genellikle İngilizce hazırlanıyor ve fiyatlar dolar cinsinden veriliyor. Bu da içeriklerin, Avrupa lüks ürünlerine yoğun ilgi gösteren Amerikalı tüketicilere yönelik olduğunu düşündürüyor.

Ancak, Avrupa’da bir ürünün ‘Avrupa’da üretilmiştir’ etiketi taşıyabilmesi için, üretimin ‘esas dönüşüm’ aşamasının o ülkede yapılması gerekiyor. Örneğin Hermès’in web sitesinde üretim yaptığı ülkeler listeleniyor ve bu listede Çin bulunmuyor. Louis Vuitton için de durum aynı.

Araştırmacı gazeteci Noëmie Leclercq, daha ‘erişilebilir’ lüks kategorisindeki markaların- örneğin Ralph Lauren veya Prada- üretim süreçlerinin bazı aşamalarında Çin’i tercih edebiliyor olsa da Hermès gibi üst segment markalar için aynı durumun geçerli olmayabileceğini ifade ediyor.

Ancak Leclercq, sektörün şeffaflıktan uzak olduğuna da dikkat çekiyor: “Hiçbir markanın yüzde 100 Çin’de üretim yapmadığını kesin olarak söyleyemem. Tüm markaların Çin’de satış noktaları, tesisleri veya üretim bağlantıları mevcut.”

Tik Tok’taki viral videolar hakkında ise Leclercq, bu içeriklerde gösterilen çantaların çoğunun sahte olduğuna inanıyor. Ona göre, içerik üreticilerinin kendilerini OEM üreticileri olarak tanıtması gerçekçi değil. Bu videoların arkasında daha çok politik bir amaç yatıyor olabilir.

Leclercq, Çin hükümetinin son dönemde sahte ürün üretimini dolaylı olarak teşvik etmeye başladığını ve bunun, ABD’nin uyguladığı ticaret vergilerine karşı bir tür misilleme olarak kullanıldığını söylüyor. “Fikri mülkiyet hakları konusunda yasal çerçeveyi gevşetmeye başladılar. Sahte üretim, Çin için jeopolitik bir araç haline geliyor,” diyor.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrası pek çok lüks marka Rusya’dan çekilmişti. Leclercq’e göre bu durum, Türkiye üzerinden Rus pazarına sahte ürünlerin girmesine de yol açtı.

Konuyu toparlamak gerekirse; Trump ile yaşanan gümrük tarife değişimlerinden sonra Çin ile tüm dünya ülkelerinin ticareti artacaktır ve fason üretim veya ünlü markaların Çin’de üretimleri daha da yükselecektir diye düşünüyorum.

 

 

 

Kaynak: Sanayi Haber Ajansı

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.