Ekonomik olarak kırılgan bir yapıya sahip olduğumuz için yurt içinde veya yurt dışında yaşanan olaylar ekonomik dengemizin bozulması için yeterli sebep olmaya devam ediyor. Son yaşadığımız 19 martta Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasından sonra; borsa, yabancıların çekilmesi sonucu düşmüş, döviz kurları yaklaşık %4 seviyesinde değer kaybetmiş, gecelik faiz %46 ya yükselmiş ve en önemlisi TCMB döviz kurlarını kontrol altında tutabilmek için bugüne kadar (10 Nisan) yaklaşık 35 milyar dolar piyasaya döviz sürmek zorunda kalmıştı. En önemlisi dedim çünkü TCMB rezervlerimiz 12 Mart haftasında swap dahil brüt 171 milyar dolara kadar yükselmişti. Bizim bu seviyelere ulaşabilmek için en az iki yıl millet olarak sıkıntı çektiğimiz bilinen bir gerçektir ve sonuçta çektiğimiz sıkıntılar çok kısa bir sürede eriyip gitti. Bunu tekrar eski seviyelere getirebilmek için ne kadar sıkıntı daha çekeceğiz belli değil.
Bu arada TÜİK tarafından açıklanan mart ayı tüketici fiyat endeksi ise %38,10 olarak açıklandı. Yani şubattan çok az bir azalış söz konusu (0,95 Puan) Yukarıda yazmaya çalıştığım yaşadıklarımızdan sonra tam bu sırada ABD başkanı Trump’ın tüm dünyayı, yani 185 ülkeyi ilgilendiren gümrük vergileri de açıklandı ve ekonomimiz bundan da olumsuz olarak etkilendi, TCMB dövizi kontrol altında tutmak için satışa devam etmek zorunda kaldı.
Bilindiği üzere 2024 yılı ortasından itibaren enflasyon oranları; baz etkisi ile de olsa, TÜİK in hesaplamalarında baz aldığı rakamların gerçeklerin dışında da olsa düşme eğilimine girmişti ve yıl sonu için öngörülen %44 oranını yakalamıştık.2024 yılında ise baz etkisi ortadan kalkmış ve dezenflasyon dönemini yaşamaya başlamıştık. Bu arada uzunca bir süreden bu yana devam eden yüksek politika faizi de enflasyondaki düşmeye paralel olarak aralık, ocak ve şubat aylarında 250 şer baz puan olmak üzere toplamda %7,5 oranında düşüşle birlikte %42,5 seviyesine gerilemişti. Ve düşmeye devam eden enflasyon oranlarına bağlı olarak önümüzdeki süreçte de politika faizlerinin düşeceğini, dolayısıyla sanayi üretiminin hızlanacağını, işsizliğin azalacağını, devletin vergi gelirlerinin artacağını ve en önemlisi de ihracatın fazlalaşması ile birlikte TCMB döviz rezervlerinin çoğalacağı yönünde olumlu tahminler yapmaktaydık.
Ancak yaşanan ekonomik olumsuzluklara ve küresel ekonomik savaşların başlangıcı olarak tanımlanan Trump’ın gümrük vergileri nedeniyle enflasyonun önümüzdeki bir veya birkaç ay yüksek seyredeceği ve doğal olarak sanayi üretiminin de bundan olumsuz etkileneceği aşikardır. Daha da ötesi yabancı yatırımcıların borsadan çekilmesiyle birlikte ülkemize yatırım olanaklarının azaldığı da bir gerçektir. Yani sıkıntı çekmeye devam edeceğiz.
Öte yandan dünyanın iki ekonomi devi ABD ile Çin’in birbirleriyle yarışırcasına gümrük vergilerine karşılıklı olarak cevap vermeleri de bizi olumsuz yönde etkileyebilir. TRUMP, son açıklamasında Çin hariç diğer ülkelere uygulamaya koyduğu gümrük vergilerini 90 gün ertelediğini açıkladı ve başta Avrupa ve Asya borsaları olmak üzere ani yükselişler yaşandı. Yani ortada bir belirsizlik söz konusu. Önümüzdeki süreçte neler yaşayacağımızı kestirmek zor gözüküyor.
Ancak şu da bir gerçek ki uygulanmaya başlanan gümrük tarifelerinde biz en az gruptayız. (%10) Yani krizi fırsata çevirmenin yollarını aramak durumundayız. Başta Çin olmak üzere yüksek gümrük vergilerine tabi olan ülkeler mutlaka ABD dışındaki ulusal pazarlarda müşteri arayışlarına girecek, hatta bazı üretim işletmeleri, üretim üslerini başka ülkelere taşımak durumunda kalabileceklerdir. İşte bu açıdan baktığımızda yabancı yatırımcıların ülkemize gelmesi için gerekli girişimleri yapmalıyız ve ülkemizi Ortadoğu’nun üretim üssü haline getirmek için her türlü yolu denemeliyiz. Çünkü Çin ürünlerinin en büyük pazarı yakın doğu ülkeleridir ve ülkemiz en başta nakliye açısından son derece uygun bir coğrafyada bulunmaktadır. Bunu iyi değerlendirerek fırsat yakalayabiliriz.
Enflasyon konusuna gelince bugün için baktığımızda 2025 yıl sonu hedefi olan %24 oranını tutturmamız hayli zor gözüküyor. Çünkü Ekrem İmamoğlu olayının az bir kısmı mart enflasyonunu etkilemiştir ve elektriğe yapılan %25 lik zam oranı da nisan enflasyonuna yansıyacaktır. Yani önümüzdeki bir veya iki ay enflasyon yüksek çıkacak bu da politika faizlerinin düşmesinin ertelenmesine yol açacaktır.
Aşağıda TCMB başkanı Fatih Karahan’ın ilk çeyrek için yaptığı açıklamayı okuyabilirsiniz.
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, hizmet enflasyonunda düşüşün belirginleştiğini söyledi. Karahan, maliyet artışlarının yavaşladığını ve cari işlemler dengesinde olumlu seyrin sürdüğünü ifade etti.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, enflasyonda düşüş sürecinin sürdüğünü belirterek, özellikle hizmet enflasyonunda gerilemenin netleştiğine dikkat çekti.
“İLK ÇEYREĞE ÖZGÜ GEÇİCİ BİR YÜKSELİŞ YAŞANDI”
TCMB Başkanı Fatih Karahan, EUROMETAL Çelik Günü ve 10. YİSAD Yassı Çelik Konferansı kapsamında gerçekleştirilen toplantıda sunum yaptı. Enflasyon görünümüne ilişkin değerlendirmelerde bulunan Karahan, yılın ilk çeyreğinde enflasyonun ana eğiliminde geçici bir yükseliş yaşandığını ancak enflasyon beklentilerinde düşüş eğiliminin sürdüğünü ifade etti.
“Mal enflasyonundan sonra hizmet enflasyonundaki düşüş de belirginleşmektedir” diyen Karahan, aynı zamanda maliyet artışlarının da yavaşladığını vurguladı.
Cari işlemler dengesine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Karahan, “Altın ve enerji hariç dış ticaret dengesi istikrarlı seyretmektedir. Zayıf dış talebe rağmen ihracatta pazar payı artmaktadır. Cari işlemler açığı tarihsel olarak düşük seviyelerdedir.” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Sanayi Haber Ajansı