2024 yılı 3. Enflasyon tahmin raporu TCMB başkanı Sn. Fatih Karahan tarafından açıklandı.Sn. Karahan’ın yaptığı açıklamada orta vadeli planda öngörüldüğü gibi 2024 yılı için %38,2025 yılı için %14,2026 yılı için ise %9 öngörülerinde bir değişiklik olmadığı gözlendi.
Özellikle son birkaç yıldan bu yana yapılan enflasyon tahminleri hiç tutmadığı için yapılan bu tahminin de tutması zor gözüküyor.2024 yılı %38 tahmini ümit ederiz tutarsa 2025 ve 2026 tahminleri de olağanüstü bir durum olmadığı taktirde kolaylaşacaktır ve tutma ihtimali yüksek olacaktır.
Sn. Karahan’ın açıklamalarına göz atacak olursak;
* Dezenflasyon süreci öngördüğümüz gibi başladı, kredi büyümesindeki yavaşlama belirginleşti.
* Yurt içi talep ikinci çeyrekten bu yana azalmakta. Talepteki dengelenmenin güçlenerek devam edeceğini öngörüyoruz.
* Üçüncü çeyreğe ilişkin öncü göstergeler iç talepte normalleşmenin devamına işaret ediyor. Kart harcamaları, beyaz eşya ve otomobil satışları iç talepte yavaşlamayı teyit ediyor.
* Küresel büyümede sınırlı toparlanma eğilimi hizmetler öncülüğünde devam ediyor.
* Üretimdeki azalışın sanayi üretim endeksinin ima etti kadar derin olmadığını öngörüyoruz.
* temmuz ayında yıllıklandırılmış cari açığın 20 milyar dolar civarına inmesini bekliyoruz.
* Çıktı açığında gerilemenin üçüncü çeyrekte de devam edeceğini öngörüyoruz. Çıktı açığının ikinci çeyrekte gerilediği tahmin ediliyor. Çıktı açığı dezenflasyon sürecinin önemli bir bileşeni olacak.
‘ENFLASYON TAHMİN ARALIĞI İÇİNDE SEYRETTİ’
* Tüketici enflasyonu öngörülen tahmin aralığının içinde seyretti. Enflasyonun ana eğilimindeki yavaşlama öngörülerle uyumlu seyretti. Enflasyonun ana eğiliminde yavaşlama sürüyor. Temmuz ayında çekirdek göstergelerdeki yükseliş manşete kıyasla sınırlı oldu.
* Ana eğilimdeki yavaşlamada temel mallar öne çıkıyor. Bazı dayanıklı mal kalemlerinde fiyat düşüşü izlemeye başladık.
* Dezenflasyon sürecinde hizmetlerde yavaşlama gecikmeli olarak ortaya çıkmaktadır. Öncü göstergeler kira enflasyonunda önümüzdeki aylarda düşüşe işaret etmektedir.
* Miktarsal sıkılaşma ile fazla likiditeyi sterilize ediyoruz. Önümüzdeki dönemde diğer para piyasalarında da işlem yapmaya başlayacak, likidite fazlasını sterilize etmeye devam edeceğiz.
* TCMB’nin 2024 yılı ortalama petrol fiyatları tahmini 84,2 dolar oldu. Önceki 86,4 dolardı. TCMB’nin 2025 yılı ortalama petrol fiyatları tahmini 82,9 dolar oldu. Önceki 82,3 dolardı.
* TCMB’nin 2024 yılı ortalama ithalat fiyatları değişim tahmini yüzde 2,8 oldu. Önceki yüzde 2,6 idi. TCMB’nin 2024 yılı ortalama ithalat fiyatları değişim tahmini yüzde 0,7 oldu. Önceki yüzde 0,8 idi.
* Veri akışı beklentilerimizle uyumlu gerçekleştiği için enflasyon tahminlerimizi değiştirmeye gerek görmedik. Talep tarafında bir dengelenmenin net bir şekilde ortaya çıktığını görüyoruz. Aşağı yönlü riskler de bir miktar mevcut.
Bunları biraz açmaya çalışalım
*Dezenflasyon süreci kâğıt üzerinde hakikaten başladı. Mayısta %75 ile pik yapan enflasyon oranı haziranda %71, temmuzda da %61,78 olarak gerçekleşti. Ancak enflasyondaki gerileme gerçekçi değildir. Temmuz ayında aylık enflasyon hazirana göre iki katı artmıştır. Yani halkın cebinden çıkan para %100 oranında yükselmiştir. Ayrıca temmuz ayı yıllık enflasyonu da baz etkisiyle düştüğü gerçeğini unutmamak gerekir.
*Enflasyonun sebeplerinden biri olan yurt içi talebi azaltmak üzere uygulamaya konulan sıkı para politikası doğru ama geç kalınmış bir karardır. Ancak milletin %80 inin alım gücü her geçen gün düşmekte olduğundan harcama yapacak ekonomik durumu kalmamıştır. Dolayısıyla iç talepteki durağanlaşma önümüzdeki süreçte de devam edecektir. Çünkü başta emekliler olmak üzere dar ve sabit gelirlilerin kazançları sabit kaldığı için enflasyon altında ezilmeye devam edecektir.
*Kart borçlarından bahsedilen açıklamada harcamaların azalacağı, beyaz eşya ve araba satışlarında yavaşlama olacağı belirtilmiş. Öncelikle düşük gelirli vatandaşlar, kart kullanarak yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadır. Geldiğimiz noktada her beş kişiden dördünün kart borcu vardır ve gelir artmadıkça bu oranın yükselmesi beklenebilir. Beyaz eşya ve araba satışları da iç talepte yavaşlayacaktır.
*Küresel büyümede ise bu yıl ekonomik büyümemizin düşük çıkacağı aşikardır ve bu oran tahminen %3 civarında olacaktır. Çünkü harcama kalemleri bir hayli eksilmiştir.
*Açıklamanın en önemli konusu üretimde azalmadır. Sanayi üretim endeksine inanmak durumundayız ve buna göre son dört aydan bu yana azalan üretim milli gelir, GSYH açısından negatif sonuçlar verebilir. Çünkü üretime ve buna bağlı olarak ihracata en çok ihtiyacımız olan bir dönemden geçiyoruz. İhracat azalması, döviz girdilerinin de azalmasına sebep olacaktır.
*temmuz ayında yıllık cari açık nasıl 20 milyar dolar olacak? Gerçekleşen rakam yıllandırılmadan 7,2 milyar dolardır ve yıldızlandırılmışa cari açığı temmuz ayında 82 milyar dolardı.
*Çıktı açığı enflasyon yaratmayacak şekilde yapılan üretim miktarıdır. Ancak iç talebi daraltırsanız ve döviz kurlarının uzun süre yatay seyretmesini sağlarsanız dış talep de azalacaktır ve fiyatların geri gelme ihtimali yüksektir. Bunun uygulanması turizm sektörü ve ihracat işletmelerinin zararına olacağı için üretim düşmesine ve buna bağlı olarak işsizliğin artmasına yol açabilir.
Açıklamada enflasyonun tahmin edildiği şekilde seyrettiği vurgulanmış. Bu konuda yerimiz kalmadığı için konu başlığını genel olarak irdelemeye çalışalım. Enflasyon hesaplamalarında baz alınan komik fiyatlar kamuoyu tarafından bilinmektedir. Dolayısıyla verilen enflasyon bilgileri gerçeği yansıtmamaktadır. Kira enflasyonu, önümüzdeki aylarda düğünlerin olması, memur tayinleri, üniversite öğrencilerin talepleri sebebiyle düşmeyi bırakın %25-30 civarında yükselecektir. Şu anda likidite fazlamız iyi durumda ama bunların bir kısmının sıcak para ve carry trade yöntemiyle geldiği, bir müddet sonra gideceği hesaplanmalıdır. Petrol fiyatları Ortadoğu daki savaş nedeniyle yükselebilir, ikinci olarak en çok korkulan olaylardan bir de yeni bir göç dalgasının başlamasıdır. Eğer bunlardan biri bile gündeme gelse ekonomimiz olumsuz etkilenecektir.
Açıklamada bahsedilmeyen en önemli konulardan birisi de dar ve sabit gelirliler için çözüm önerilerinin olmamasıdır. Bir diğer konu ise politika faizlerinden hiç söz edilmemesidir. Bugünkü pozisyonda enflasyon oranı ile politika faizi arasında 10 puanlık bir fark kalmıştır. Ağustos ayının enflasyon oranlarının açıklanmasından sonra eylül ayında politika faizinde bir düşme beklemek olasıdır. Zaten kredi faizlerinin yüksekliği nedeniyle birçok işletme küçülmeye gitti ve iflas ve konkordato olayları arttı. Dolaysıyla politika faizlerinin ve buna bağlı olarak kredi faizlerinin düşmesi gerekecektir.
Sonuç olarak son yapılan doğalgaz zammı ve gazprom tarafından bir zam daha yapılacağının açıklanması, ödememiz gereken kısa vadeli borçlar, bütçe açığı göz önüne alındığında yeni vergi veya zamların geleceği ihtimali yüksektir. Dolayısıyla %38 lik yıl sonu hedefinin gerçekleşmesi de zor gözüküyor.
Kaynak: SANAYİ HABER AJANSI