Türkiye ekonomisinin nabzını tutan en önemli göstergelerden biri olan Sanayi Üretim Endeksi, Temmuz 2025 verileriyle bir kez daha gündeme oturdu. Açıklanan verilere göre, sanayi üretimi geçen yılın aynı ayına kıyasla %5,0 artış kaydetti. Ancak aylık bazda bakıldığında, bir önceki aya göre %1,8’lik bir daralma yaşandı. Bu ikili tablo, ekonomideki dinamiklerin farklı yönlerde ilerlediğini gösterirken, sektörler bazında ayrıntılar sanayinin hangi alanlarda güçlendiğini, hangi alanlarda ise zorlandığını ortaya koyuyor.
Yıllık Görünüm: Güçlü Bir Büyüme
Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, Temmuz 2025’te imalat sanayi endeksi geçen yılın aynı ayına göre %5,5 artış göstererek sanayinin lokomotif rolünü bir kez daha ortaya koydu. Özellikle otomotiv, gıda, kimya ve elektronik gibi ihracat odaklı alt dalların bu artışta belirleyici olduğu değerlendiriliyor.
Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü de yıllık bazda %5,8 artış kaydederek enerji alanında üretimin hızlandığını işaret etti. Artan enerji talebinin, yaz aylarının getirdiği yoğun klima kullanımı ve sanayi üretimindeki artan enerji ihtiyacından kaynaklandığı söylenebilir.

Buna karşın, madencilik ve taş ocakçılığı sektörü yıllık bazda %0,5 oranında küçüldü. Özellikle küresel emtia fiyatlarındaki dalgalanmalar, iç piyasadaki maliyet baskıları ve bazı maden işletmelerinde üretim kesintileri bu küçülmede etkili olmuş görünüyor.
Kısacası yıllık görünüm, imalat ve enerji sektörlerindeki güçlü artış sayesinde pozitif bir tablo çiziyor. Bu, ekonominin üretim kapasitesinin geçen yıla göre genişlediğini, sanayinin küresel ve iç talebe yanıt vermeye devam ettiğini gösteriyor.
Aylık Görünüm: Beklenmedik Gerileme
Takvim ve mevsim etkilerinden arındırılmış verilere bakıldığında, temmuz ayında bir önceki aya göre %1,8’lik bir daralma yaşandığı görülüyor. Bu oran, sanayi üretiminde kısa vadeli bir ivme kaybına işaret ediyor.
Alt sektörlere bakıldığında, imalat sanayi endeksi aylık bazda %2,3 oranında düştü. Bu düşüş, özellikle yaz tatili döneminde bazı fabrikaların üretimlerini yavaşlatması, iç talepteki dalgalanmalar ve ihracat siparişlerindeki sınırlı gerilemelerle açıklanabilir. Ayrıca Avrupa’daki bazı ekonomilerde büyümenin yavaşlaması, Türkiye’nin ihracat odaklı sanayisini doğrudan etkiliyor.
Madencilik ve taş ocakçılığı sektörü, aylık bazda %1,5’lik bir düşüş yaşadı. Bu sektörün kısa vadede yatırım iştahının düşük olması, maliyetlerin yüksek seyretmesi ve talebin sınırlı kalması, üretimde gerilemeye neden oldu.
Buna karşın, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü aylık bazda %4,5 artış gösterdi. Özellikle yaz aylarında enerji tüketiminin artışı ve sanayi tesislerinin enerji ihtiyacındaki dalgalanmalar bu tabloyu oluşturdu. Enerji sektöründeki bu yükseliş, sanayi genelinde görülen daralmayı tamamen telafi edemese de dikkat çekici bir denge unsuru oldu.
İki Yönlü Tablo Ne Anlama Geliyor?
Bir yanda yıllık bazda güçlü bir artış, diğer yanda aylık bazda dikkat çeken bir daralma. Bu tablo, ekonomide kısa vadeli dalgalanmaların uzun vadeli büyüme eğilimini gölgeleyebildiğini gösteriyor.
Yıllık artış, ekonominin genel üretim kapasitesinin bir önceki yıla kıyasla genişlediğini ve sanayinin gücünü koruduğunu işaret ediyor. Ancak aylık daralma, sanayinin kırılgan yönlerine dikkat çekiyor. İç ve dış talepteki belirsizlikler, finansman maliyetlerinin yüksek seyri, kur dalgalanmaları ve enerji fiyatlarındaki oynaklık sanayinin aylık üretim performansını baskılayabiliyor.
Ekonomi Politikaları Açısından Mesajlar
Bu veriler, ekonomi politikası yapıcılarına da önemli mesajlar veriyor. Özellikle imalat sanayinde sürdürülebilir büyüme için:
Finansman maliyetlerinin makul düzeylere indirilmesi,
İhracat pazarlarının çeşitlendirilmesi,
Enerji verimliliği yatırımlarının desteklenmesi,
Madencilik sektöründe teknolojik dönüşümün hızlandırılması
gibi adımların önemi öne çıkıyor.
Öte yandan enerji sektöründe görülen üretim artışı, Türkiye’nin enerji talebindeki yükselişin karşılandığını gösterse de bu alanda uzun vadeli sürdürülebilirlik için yenilenebilir enerji yatırımlarının daha da artırılması gerektiği de açıkça görülüyor.
Önümüzdeki Döneme Dair Beklentiler
Sanayi üretimindeki dalgalanmaların önümüzdeki aylarda da devam etmesi olası görünüyor. Özellikle küresel ekonomideki yavaşlama sinyalleri, ihracat kanalı üzerinden Türkiye sanayisini etkilemeye devam edebilir. Buna karşılık, iç talepteki canlılığın korunması ve kamu yatırımlarının destekleyici rolü, üretimde yeniden ivmelenmeyi sağlayabilir.
Sanayi üretiminde yıllık bazda görülen artış, Türkiye ekonomisinin dayanıklılığını gösterirken; aylık bazdaki gerileme, temkinli bir yaklaşımın gerekli olduğunu hatırlatıyor. Önümüzdeki dönemde açıklanacak veriler, sanayinin bu ikili görünümden hangi yöne doğru evrileceğini daha net ortaya koyacak.
Sonuç: Dayanıklılık ve Kırılganlık Bir Arada
Temmuz 2025 sanayi üretim verileri, Türkiye sanayisinin hem güçlü hem de kırılgan yönlerini aynı anda gözler önüne seriyor. Yıllık bazda elde edilen %5’lik artış, ekonominin üretim kapasitesindeki gelişimi vurgularken; aylık bazda yaşanan %1,8’lik daralma, sanayinin kısa vadeli dalgalanmalara karşı hassas olduğunu gösteriyor.
Bu nedenle, önümüzdeki süreçte hem üretim kapasitesini artırıcı hem de dalgalanmalara karşı koruyucu politikaların birlikte uygulanması, sanayinin büyüme yolculuğunda kritik öneme sahip olacak.
Türkiye sanayisi, Temmuz 2025’te bir yandan üretim gücünü kanıtlarken, diğer yandan kırılganlık sinyalleri veriyor. Yıllık büyüme oranı umut verici, ancak aylık daralma bize tek bir mesaj veriyor: Ekonomide istikrar, sadece rakamlarla değil, bu rakamların sürdürülebilirliği ile ölçülür.
Kaynak: Sanayi Haber Ajansı