TRUMP’IN GERİ DÖNÜŞÜ: ABD’NİN KAYBETTİĞİ PRESTİJİ YENİDEN KAZANMA ÇABASI

ABD’nin yeniden başkanı olan Donald Trump, ikinci dönemine sert politikalarla başladı. 2020 seçimlerinde Joe Biden’a kaybetmesinin ardından, Amerikan siyasi tarihinde eşi benzeri görülmemiş şekilde kendi devleti tarafından açılan soruşturmalar ve hukuki süreçlerle karşı karşıya kalan Trump, tekrar seçimlere hazırlanırken küresel sahnede kaybolan prestijini geri kazanmak için agresif bir strateji izliyor. Trump’ın dönüşü, dünya genelinde şaşkınlık ve merak uyandırırken, ABD’nin son yıllarda ekonomi, sanayi, üretim ve savunma alanlarında yaşadığı zorlukları yeniden aşma çabası olarak görülüyor. Çin, Rusya, Hindistan ve hatta Pakistan gibi ülkelerin küresel ekonomide ve jeopolitik güç dengesinde daha etkin hale gelmesi, Washington’ın dünya liderliği üzerindeki etkisini zayıflatmış durumda. Orta Doğu’daki başarısız politikalar, Çin ve Rusya’nın artan gücü ve ABD’nin içeride yaşadığı ekonomik dalgalanmalar, Trump’ın elindeki en büyük sorunlar arasında.
TRUMP’IN İLK HAMLELERİ: KRİZİ FIRSATA ÇEVİRME ÇABASI
Göreve gelir gelmez uluslararası arenada sert adımlar atan Trump, ilk olarak Kanada ile diplomatik ilişkilerde rest çekerek ülkeyi adeta yok saydı. ABD’nin geleneksel müttefiklerinden biri olan Kanada ile yaşanan bu gerilim, küresel siyaset açısından dikkat çekici bir kırılma noktası oldu. Bunun yanı sıra, teknoloji ve finans dünyasında büyük bir etkisi olan Elon Musk ile ortaklık kurarak kripto ekonomisini küçümseyen ve dalga geçen söylemleriyle dikkat çekti. Trump, dijital para birimlerine karşı mesafeli tavrını korurken, klasik üretim odaklı sanayi ve ekonomi modeline dönüş yapılması gerektiğini vurguluyor. Ancak en büyük sürprizlerden biri, Trump’ın Gazze için ortaya koyduğu “Trump Şehri” projesi oldu. İsrail’e koşulsuz desteğini sürdüren Trump, Gazze’yi yeniden inşa etme fikrini gündeme getirdi ve bunu ABD’nin liderliğinde gerçekleştirme arzusunu dile getirdi. Bu adım, birçok kesim tarafından tartışmalı bulunurken, Trump’ın Ortadoğu’da uzun vadeli bir planı olup olmadığı merak konusu haline geldi.
EKONOMİ VE SANAYİDE YENİ BİR STRATEJİ: TRUMP DENGESİ
Trump’ın başkan olarak yeniden sahneye çıkması, dünya ekonomisi için de önemli sinyaller veriyor. Küresel tedarik zincirinde yaşanan kırılmalar, üretim süreçlerindeki değişimler ve Çin’in dünya ekonomisindeki yükselişi, Trump’ı daha üretim odaklı bir ekonomi modeline yönlendirmiş durumda.Özellikle ABD’nin iç sanayisini tekrar canlandırma ve küresel üretimdeki payını artırma planı, Trump’ın ekonomi politikalarının merkezinde yer alıyor. Trump, Biden yönetiminin yeşil enerjiye yaptığı yatırımlara karşı çıkarak, geleneksel enerji kaynaklarına, madenciliğe ve ağır sanayiye daha fazla odaklanacağını belirtiyor. Bunun yanı sıra, küresel şirketleri tekrar ABD’ye çekmek için vergi avantajları ve teşvikler sunacağını dile getiren Trump, “Amerikan üretimini yeniden büyük yapma” mottosunu tekrar canlandırmayı planlıyor. Çin ile olan ticaret savaşlarını yeniden alevlendirmesi beklenen Trump, Asya pazarındaki Amerikan etkisini artırmak için daha agresif bir ticaret politikası izleyebilir.
JEOPOLİTİK GERİLİMLER VE ABD’NİN ASKERİ GÜCÜ
Trump’ın yeniden başkan olması, ABD’nin savunma politikalarında da büyük değişikliklere yol açıyor. Ukrayna ve Rusya arasındaki savaş konusunda, Trump’ın tutumu oldukça dikkat çekici oldu. Oval Ofis’te Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile yaşadığı hararetli tartışma, ABD’nin Ukrayna’ya verdiği desteğin devam edip etmeyeceği konusunda büyük soru işaretleri yarattı. Rusya ile ilişkileri her zaman tartışmalı olan Trump, seçim kampanyası boyunca Kremlin ile gizli anlaşmalar yaptığı iddialarıyla anılmıştı. ABD siyaset kulislerinde “Trump’ı Putin mi destekliyor?” sorusu yeniden gündeme gelirken, Trump’ın Moskova ile nasıl bir ilişki kuracağı belirsizliğini koruyor.Asya-Pasifik bölgesinde ise Trump’ın Çin’e karşı daha sert bir tutum takınması bekleniyor. Tayvan konusundaki politikaları ve Çin ile olan ekonomik rekabet, ABD’nin Asya’daki stratejisinde belirleyici unsurlar olacak.
TRUMP’IN İKİNCİ DÖNEMİ NE GETİRECEK?
Donald Trump, ABD’nin ve kendisinin kaybettiği küresel prestiji yeniden inşa etmeye çalışırken, bu süreçte agresif ve sert politikalarıyla dikkat çekiyor. Üretim odaklı ekonomi, geleneksel sanayiye dönüş, küresel tedarik zincirinde Amerikan merkezli bir denge kurma çabası ve jeopolitik gerilimlerdeki keskin çıkışları, yeni dönemin nasıl şekilleneceğini belirleyecek.Trump’ın ikinci dönemi, dünya ekonomisi ve siyasetinde yeni bir dengenin kurulmasına yol açabilir. Ancak bu denge, her zamankinden daha sert, kutuplaşmış ve rekabetçi bir uluslararası ortam yaratacak gibi görünüyor. Özellikle Çin, Rusya ve Orta Doğu’daki gelişmeler, Trump’ın dünya sahnesindeki rolünü nasıl şekillendireceğini belirleyecek.ABD, küresel ekonomide ve jeopolitik arenada yeni bir yol çizmek isterken, Trump’ın bu süreci nasıl yöneteceği hem Amerikan halkı hem de dünya liderleri tarafından dikkatle takip ediliyor.

Kaynak: Sanayi Haber Ajansı