TÜRKİYE PETROL ÜRETİMİNDE İNGİLTERE’Yİ GERİDE BIRAKABİLİR

Yayınlama: 26.05.2025
8
A+
A-
Sanayi Haber Ajansı İstanbul Temsilcisi Ekonomist / Yazar

Türkiye’nin enerji sahasında son yıllarda attığı adımlar meyvesini vermeye başlıyor. Güneydoğu Anadolu’daki petrol arama çalışmaları, şimdiye dek görülmemiş ölçekte bir potansiyelin kapısını araladı. ABD merkezli büyük petrol şirketlerinden Continental Resources, Diyarbakır Havzası’nda yürütülen incelemeler sonucunda bölgede 6,1 milyar varil kaya petrolü rezervi bulunduğunu açıkladı. Bu açıklama yalnızca Türkiye’nin enerji sektörü için değil, küresel petrol dengeleri açısından da dikkat çekici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, söz konusu rezervin Türkiye için büyük bir fırsat sunduğunu belirtti. Bakan Bayraktar, “6,1 milyar varillik bir rezerv, Türkiye’nin şimdiye kadar sahip olduğu en büyük potansiyellerden biridir. Bu, ülkemizin enerji bağımsızlığı yolunda atacağı dev adımlardan biri olabilir,” ifadelerini kullandı.

Şu an itibarıyla Türkiye’nin günlük petrol üretimi yaklaşık 100 bin varil civarında seyrediyor. Ancak bu rezervlerin doğrulanması ve üretime açılması durumunda Türkiye’nin üretim kapasitesinin katlanarak artabileceği tahmin ediliyor. Nitekim uzmanlar, Diyarbakır’daki potansiyelin değerlendirilmesiyle Türkiye’nin günlük üretiminin yarım milyon varilin üzerine çıkabileceğini öngörüyor. Bu rakamlar, Türkiye’nin sadece kendi ihtiyacının önemli bir kısmını karşılamasını değil, aynı zamanda bazı petrol ihraç eden ülkelerle rekabet edebilir hale gelmesini sağlayabilir.

Karşılaştırmalı olarak bakıldığında, İngiltere günümüzde günlük yaklaşık 530 bin varil ham petrol üretimi yapıyor. Toplam sıvı yakıt üretimi ise yaklaşık 750 bin varile kadar ulaşıyor. İngiltere gibi uzun yıllardır Kuzey Denizi kaynaklarıyla öne çıkan bir ülkeyi geçme ihtimali, Türkiye için tarihî bir gelişme anlamına geliyor. Eğer Türkiye üretimde bu seviyelere ulaşabilirse, enerji dışa bağımlılığını önemli ölçüde azaltırken, dış ticaret dengesine de olumlu katkılar sunacak.

Bölgesel olarak değerlendirildiğinde, Kongo Cumhuriyeti günlük yaklaşık 270 bin varil, Gabon ise 222 bin varil petrol üretiyor. Üstelik Gabon’un üretiminde yıllardır bir düşüş söz konusu. Kongo ise üretimini artırmayı hedeflese de 2027’ye kadar 500 bin varile ulaşmayı planlıyor. Bu veriler, Türkiye’nin potansiyel üretimiyle sadece Avrupa’da değil, Afrika’daki bazı OPEC üyeleriyle de rekabet edebilecek bir konuma gelebileceğini gösteriyor.

Ancak elbette bu rezervlerin üretime dönüştürülmesi, yalnızca ekonomik ve teknik kapasiteyle sınırlı bir konu değil. Kaya petrolü, geleneksel petrol üretimine kıyasla daha derin ve yoğun teknolojik altyapı gerektiren bir yapıya sahip. Bu nedenle yatırım, mühendislik, çevre koruma ve yerel halkla uyum içinde yürütülecek uzun vadeli projelere ihtiyaç duyulacak. Bu süreçte hem kamu hem özel sektörün iş birliği içinde olması, planlamanın bilimsel ve sürdürülebilir bir temel üzerinde yürütülmesi büyük önem taşıyor.

Türkiye’nin bu süreci başarıyla yönetmesi durumunda, yalnızca enerji ithalatını azaltmakla kalmayacak; aynı zamanda ihracatçı bir ülke olma yolunda da ilerleyebilecek. Bu durum, Türkiye’nin dış ticaret açığını daraltabilir, döviz ihtiyacını azaltabilir ve makroekonomik istikrarını güçlendirebilir.

Sonuç olarak, Diyarbakır Havzası’ndaki 6,1 milyar varillik kaya petrolü rezervi, Türkiye’nin enerji tarihinde bir dönüm noktası olabilir. İngiltere gibi köklü üreticileri geride bırakma ihtimali, Türkiye’yi küresel enerji sahnesinde daha görünür ve etkili bir aktör haline getirebilir. Önümüzdeki yıllar, bu potansiyelin ne ölçüde hayata geçirileceğini ve Türkiye’nin enerji geleceğini nasıl şekillendireceğini gösterecek.

 

 

Kaynak: Sanayi Haber Ajansı

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.