Türkiye’de ekonomik dalgalanmalar, küresel krizler, teknolojik dönüşüm ve istihdam yapısındaki değişimler, işsizliği yalnızca bireysel bir sorun olmaktan çıkarıp toplumsal bir mesele haline getirmiştir. Bu noktada, işsiz kalan çalışanların geçici bir süreliğine gelir kaybını telafi edebilmesi için işsizlik sigortası ve işsizlik maaşı uygulamaları devreye giriyor. Ancak bu sistemin nasıl işlediği, kimlerin yararlanabildiği ve yeterliliği üzerine tartışmalar da her geçen gün artıyor.
İŞSİZLİK SİGORTASININ TEMEL AMACI
Türkiye’de işsizlik sigortası sistemi, 1999 yılında yürürlüğe giren 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu ile oluşturuldu. Bu sistemin amacı, kendi istek ve kusuru dışında işsiz kalan sigortalı çalışanlara, belirli koşulları sağlamaları halinde, işsiz kaldıkları süre boyunca geçici bir gelir desteği sağlamaktır.
İşsizlik sigortası zorunlu bir sistemdir; işçi, işveren ve devlet katkısıyla fon oluşturulur:
İşçi payı: Brüt ücretin %1’i
İşveren payı: Brüt ücretin %2’si
Devlet katkısı: Brüt ücretin %1’i
Bu primler İşsizlik Sigortası Fonu’nda toplanır. Fonun yönetimi Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) tarafından yapılır. Fon sadece maaş ödemeleri için değil, aynı zamanda mesleki eğitim, iş bulma hizmetleri ve aktif istihdam politikalarının finansmanı için de kullanılmaktadır.
İŞSİZLİK MAAŞI ALABİLME KOŞULLARI
Her işsiz kalan kişi otomatik olarak işsizlik maaşı almaya hak kazanmaz. Bunun için yasanın belirlediği bazı kriterleri karşılamak gerekir:
Kendi isteği ve kusuru dışında işsiz kalmak
İşten çıkarılma, işyerinin kapanması, ekonomik nedenlerle küçülme gibi durumlar buna örnektir.
İstifa eden, yani kendi isteğiyle işten ayrılan kişi işsizlik maaşı alamaz (mobbing, haklı fesih gibi istisnalar hariç).
İşten ayrılmadan önceki son 120 gün kesintisiz sigortalı olmak
Son 4 ay boyunca primlerin eksiksiz yatırılmış olması gerekir.
Son 3 yıl içinde en az 600 gün işsizlik sigortası primi ödemiş olmak
600 gün prim: 180 gün (6 ay) maaş
900 gün prim: 240 gün (8 ay) maaş
1080 gün prim: 300 gün (10 ay) maaş
İşten ayrıldıktan sonra 30 gün içinde İŞKUR’a başvurmak
Başvuru internet üzerinden ya da İŞKUR şubelerinden yapılabilir.
İŞSİZLİK MAAŞI NE KADAR?
İşsizlik maaşı, son dört aylık brüt kazancın ortalama günlük brüt kazancının %40’ı üzerinden hesaplanır. Ancak ödenecek tutar hiçbir şekilde asgari ücretin brüt tutarının %80’ini geçemez.
2025 yılı için işsizlik maaşı tutarları yaklaşık olarak şu şekildedir:
En düşük: 7.500 TL civarında
En yüksek: 15.000 TL civarında
Maaşlar her ayın sonunda, PTT aracılığıyla veya banka hesaplarına yatırılır. Ayrıca işsizlik maaşı alan kişiler genel sağlık sigortası kapsamında olmaya devam eder.
SİSTEMİN AVANTAJLARI
Gelir kaybını azaltma: İşsiz kalan kişiye en azından temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir destek sunar.
Sağlık güvencesinin devamı: İşsizlik maaşı alan kişi ve bakmakla yükümlü olduğu aile üyeleri sağlık hizmetlerinden yararlanmaya devam eder.
İş arama desteği: İŞKUR, maaş alan kişilere iş bulma ve mesleki eğitim desteği verir.
ELEŞTİRİLER VE SORUNLAR
Türkiye’de işsizlik sigortası sistemi her ne kadar önemli bir güvence sağlasa da bazı eleştirilerle karşı karşıyadır:
Yararlanma oranı düşük: Türkiye’de kayıtlı işsizlerin yalnızca yaklaşık %20’si işsizlik maaşı alabiliyor.
Miktar yetersiz: Yüksek enflasyon ortamında, maaşın gerçek alım gücü kısa sürede düşüyor.
Süre sınırlı: Maksimum 10 ay destek verilmesi, uzun süreli işsizlik yaşayanlar için yetersiz kalıyor.
Fonun farklı amaçlarla kullanılması: Zaman zaman İşsizlik Sigortası Fonu kaynaklarının işsizlik dışında kamu finansmanına yönlendirilmesi eleştiriliyor.
EKONOMİK VE TOPLUMSAL ETKİLER
İşsizlik maaşı, birey açısından gelir güvencesi sağlarken, ekonomi açısından talep daralmasını hafifletici bir rol oynar. İşsiz kalan bireyler maaş sayesinde tüketimlerini tamamen durdurmaz, bu da piyasalardaki ani düşüşleri yavaşlatır. Ayrıca işsizlik maaşı, sosyal huzursuzluğu da azaltan bir unsurdur.
Ancak uzmanlar, sistemin etkili olabilmesi için hem yararlanma oranının hem de ödeme miktarının artırılması gerektiğini vurguluyor. Bunun yanında, uzun vadede işsizlik sorununu çözmek için eğitim-istihdam uyumu, yeni iş alanlarının yaratılması ve aktif istihdam politikaları önem taşıyor.
SONUÇ
Türkiye’de işsizlik sigortası ve işsizlik maaşı sistemi, çalışanlar için kritik bir güvence mekanizmasıdır. Ancak bu mekanizma tek başına işsizliği azaltmaya yetmez; sadece geçici bir destek sağlar. Daha güçlü bir işsizlik sigortası yapısı, hem işsiz kalan bireylerin yaşam standartlarını koruyabilir hem de ekonomik dalgalanmalara karşı ülke ekonomisini daha dirençli hale getirebilir.
Kısacası, işsizlik sigortası bir “can simididir; fakat bu simidin hem daha fazla kişiye ulaşması hem de dalgalar karşısında daha sağlam olması gerekmektedir.
Kaynak: Sanayi Haber Ajansı