YILLIK SANAYİ ÜRETİM İSTATİSTİKLERİ 2023

Yayınlama: 31.07.2024
32
A+
A-
Sanayi Haber Ajansı İstanbul Temsilcisi Ekonomist / Yazar

Üretim, ülkelerin kalkınması, millî gelirin yükselmesi, işsizliğin azalması, devletin vergi gelirlerinin artması, ihracatın yükselmesi, döviz girdilerinin sağlanması ve başka birçok ekonomik göstergeler açısından son derece önemlidir.

Ülkemizde üretimi yapılan her türlü ürünün üretme olanağı olmasına bazı ürünleri ithal etmek zorunda kalıyoruz. Bunun esas nedeni en başta fiyat rekabetinin sağlanamaması, üretim faktörlerinin bir araya getirilmesinde yaşanan zorluklar ve kazanç olayının olmaması olarak sayılabilir. Dolayısıyla bu tür ürünleri ithal yoluyla tedarik etmekteyiz. Yaptığımız üretimin yaklaşık yüzde elliden fazlasının hammadde ve ara malı ülkemizde üretilmediğinden yurt dışından döviz ödeyerek getirmek durumundayız. Tabii ki kurların hareketlenmesi durumunda ara mal ve hammaddelere ödenen para da yüksek olacağından üretim maliyeti artacak, artan maliyet fiyatlara yansıyacak ve enflasyon olarak karşımıza çıkacaktır.

Üretimin bir diğer yönü de dış ticaret açığının oluşmaması ve hatta dış ticaret fazlası vermesidir. İthalatı ihracattan fazla olan ülkelerin dış borçtan kurtulması mümkün değildir ve sürekli olarak döviz borçlanması yaşamaktadır. Bizde de sadece bu iktidar döneminde değil çok uzun yıllardan bu yana dış ticaret açığı oluşmaktadır. Bunun sebebi temel ihtiyaç ürünlerimiz olan akaryakıt ürünleri, doğalgaz, elektrik gibi ürünleri yurt dışından tedarik etme zorunluluğumuzdur.

Yukarıda da bahsettiğim gibi üretim kaynakları doğru kullanıldığında ihracatımız artacak, döviz girdileri çoğalacaktır. Merkez bankası rezervlerimizin yüksek olması enflasyonun kontrol altına alınması açısından son derece önemlidir. Rezervlerimiz yeterli olduğu taktirde merkez bankası diğer bankalar aracılığıyla piyasa müdahale ederek kurları kontrol atına alabilir ve bu da enflasyonun yükselmesine engel olabilir. Çünkü ülkemizde enflasyon oranı ile döviz kurları paralel seyretmektedir. Günümüzde son birkaç aydan önce eksi rakamlarda olan rezervlerimiz swap dahil 145 milyar dolara kadar yükselmiştir. Gri listeden çıkmamız, uygulanan sıkı para politikası sonucunda yabancı para girişi artmıştır. Yani yabancı yatırımcıların ülkemize olan güveni yükselmiştir. Ancak gelen paraların birçoğunun carry trade yöntemiyle geldiğini yani bir müddet sonra çıkacağını unutmamalıyız. Önemli olan yabancı yatırımcıların sabit sermaye yatırımı yapması bir diğer deyişle üretime yatırım yapmalarıdır. Bu bağlamda konuya baktığımızda ekonomik değerlerimizin yeterli olması için üretim konusuna önem vermeliyiz. Üretim yaparken sıradan ürünler değil, katma değeri yüksek, uluslararası pazarlarda yer alabilecek, yüksek teknolojiye uygun, yükte hafif pahada ağır ürünler üretmeliyiz ki uluslararası pazarlarda rekabet kurallarına uyalım ve milli gelirimiz artsın. Bir diğer konu da ithal ikame ürün üretiminin teşvik edilmesi ve bu konuda girişimcilerin özendirilmesi ve desteklenmesidir.

Merkez bankası rezervlerinden bahsetmişken ekonomi yetkilileri tarafında ifade edilen “IMF kriterlerine uygun durumdayız” tezi yanlıştır. Çünkü önümüzdeki bir yılda ödememiz gereken dış borç miktarı 230 milyar dolar civarındadır. Hâlbuki IMF kriterlerine göre bir yılda ödenmesi gereken miktar kadar merkez bankası rezervimiz olması gerekir. Yani 230-146=84 milyar daha merkez bankası rezervimiz olması gerekir.

İçinde bulunduğumuz dönemde kredi faizlerinin yüksek olması, döviz kurlarının yatay seyretmesi nedeniyle üretim işletmeleri zor durumda kalmış hatta konkordato ve iflaslar artmıştır. Kredi faizlerinin %60 lara geldiği bir ekonomik ortamda krediye ulaşmak kolay olamadığı gibi faiz oranı kadar kar etmek mümkün değildir. Dolayısıyla özellikle üretim işletmeleri düşük faizli ve uzun vadeli kredilerle ve başka formüllerle desteklenmelidir.

Orta vadeli planda belirtildiği gibi 2024 ün ikinci yarısından itibaren enflasyon düşecek ve yıl sonu hedefi olan %38-42 oranı gerçekleşecek idi. Haziran ayında mayıs ayına göre enflasyon hakikaten 4,5 puan düşmüştür. Ancak yapılan elektrik ve akaryakıt zamları haziran ayı enflasyonuna dahil değildir. Bir başka konu da TÜİK in yaptığı hesaplamaların gerçek fiyatlarla ilgisi olmadığının ortaya çıkmasıdır. Bu durumda enflasyonun düşmesi zor gözüküyor.

Bildiğiniz üzere merkez bankası para politikaları kurulu son üç aydan bu yana politika faizinde değişiklik yapmadı ve %50 de sabit kaldı. Enflasyon ise öngörüldüğü şekilde haziran ayında mayısa göre düştü. Eğer tahminler doğru çıkar ve enflasyonda düşme eğilimi devam ederse politika faizine yaklaşırsa merkez bankası da faiz indirimine gidebilir. Faizler indiği zaman ise kredi kullanım maliyetleri düşeceğinden girişimciler için olumlu bir gelişme olacak ve üretim faaliyeti hızlanacaktır. İşte faizler üretim faktörlerine yansıdığında ihracatımız artarak devam edecek, döviz rezervlerimiz de yükselecektir.

Geçtiğimiz günlerde TÜİK tarafından yayınlanan yıllık sanayi ürün (PRODCOM) istatistikleri 2023 bilgileri aşağıdaki gibidir.

Ülkemizde 1 milyon 203 bin 933 adet otomobil üretildi

Ülkemizde 2023 yılında 1 milyon 203 bin 933 adet otomobil, 9 milyon 986 bin 534 adet ev tipi buzdolabı ve dondurucu, 280 milyon 588 bin 963 ton hazır beton, 1 milyon 559 bin 366 adet kombi (hermetik), 17 milyon 373 bin 413 adet güneş pili ve 877 bin 479 adet motosiklet üretildi.

Girişimlerin ürettikleri ürünlerden yaptıkları satış 2023 yılında 13 trilyon 325 milyar 110 milyon TL oldu. Bu değer 2022 yılında 8 trilyon 937 milyar 773 milyon TL iken 2021 yılında 4 trilyon 214 milyar 521 milyon TL olarak gerçekleşti.

Üretimden yapılan satışların %13,7’sini gıda sanayi ürünleri oluşturdu

Girişimlerin 2023 yılında ürettikleri ürünlerden yapılan satış değerinin %13,7’sini gıda sanayi ürünleri oluşturdu. Bunu %10,7 ile ana metal sanayi ürünleri, %9,5 ile motorlu kara taşıtı, treyler (römork) ve yarı treyler (yarı römork) imalatı ve %6,3 ile tekstil sanayi ürünleri takip etti.

Üretimden yapılan satış değerinin %3,4’ünü yüksek teknoloji ürünleri oluşturdu

İmalat sanayinde 2023 yılında üretilen ürünler teknoloji düzeylerine göre sınıflandırıldığında, yüksek teknoloji sınıfındaki ürünlerin toplam satış değerinin %3,4’ünü oluşturduğu görüldü. Düşük ve orta-düşük teknoloji gruplarının toplamı %68,5 olurken orta-yüksek teknoloji grubunun payı %28,1 olmuştur.

Ana sanayi gruplarında, ara malları %45,2 ile ilk sırada yer aldı

İmalat sanayinde 2023 yılında üretilen ürünler ana sanayi gruplarına göre sınıflandırıldığında; toplam satış değerinin %45,2’sini ara malların, %22,1’ini dayanıksız tüketim mallarının oluşturduğu görüldü. Enerjinin payı ise %6,8 olmuştur.

Motorlu kara taşıtı, treyler (römork) ve yarı treyler (yarı römork) imalatından yapılan satışların %80,4’ü beş ilde gerçekleşti

Motorlu kara taşıtı, treyler (römork) ve yarı treyler (yarı römork) imalatında en büyük paya sahip beş il, toplam satış değerinin %80,4’ünü oluşturmuştur. Üretimden yapılan satışların %30,2’si Bursa’da, %28,4’ü Kocaeli’nde, %12,3’ü Sakarya’da, %5,6’sı Aksaray’da ve %3,9’u İzmir’de gerçekleşmiştir.

Fason üretiminde en yüksek pay %36,4 ile giyim eşyaları imalatında gerçekleşti

İmalat sanayinde 2023 yılında fason üretilen ürünlerin toplam satış değerinin %36,4’ünü giyim eşyaları imalatı, %18’ini tekstil ürünleri imalatı ve %8,2’sini fabrikasyon metal ürünleri imalatı oluşturdu.

AÇIKLAMALAR

Türkiye’de sanayi ürünlerinin detaylı üretim düzeylerini ortaya koymak amacıyla TÜİK tarafından 2005 referans yılından itibaren sanayi ürün istatistikleri çalışmasının sonuçları yayımlanmaktadır. 2019 referans yılı çalışmasından itibaren PRODTR 2017-2018 sınıflaması kullanılmaktadır. Sınıflama değişikliğine bağlı olarak 2005-2018 döneminde yayınlanan bütün seri PRODTR 2017-2018 sınıflamasına göre revize edilmiştir. Çalışma sonuçlarına TÜİK internet sayfasının “İstatistik Veri Partalı” kısmından da erişilmektedir.

Kaynak: TÜİK

Kaynak: SANAYİ HABER AJANSI

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.