2025 TE AVRUPA PİYASALARINDA YAŞANABİLECEK ZORLUKLAR

Yayınlama: 05.02.2025
2
A+
A-
Sanayi Haber Ajansı İstanbul Temsilcisi Ekonomist / Yazar

Avrupa, iç siyasi belirsizlikler, Trump’ın gümrük vergisi tehditleri ve Çin’in yavaşlaması gibi olaylar nedeniyle 2025’te zorluklarla karşılaşmaya devam edecek. Bu faktörlerin, özellikle otomobil üretimi ve bankacılık sektörlerinde piyasa performansı üzerinde baskı yaratmaya devam etmesi muhtemel.

Avrupa hisse senedi piyasaları yıl boyunca başta Wall Street olmak üzere küresel emsallerinin genel olarak altında performans gösterdi. Bu eğilime, güçlü teknoloji bileşenlerinin eksikliği, siyasi istikrarsızlık, Çin’in yavaşlaması ve jeopolitik gerilimler gibi çeşitli faktörler katkıda bulundu.

İleriye bakıldığında, bu zorlukların 2025’Te de devam etmesi ve iki önemli küresel olayın çok önemli roller oynaması bekleniyor: Donald Trump’ın başkanlığı ve Çin’in büyüme yörüngesi. Yurt içinde de Almanya ve Fransa’daki siyasi çalkantılar piyasa duyarlılığı üzerinde önemli bir baskı unsuru olmaya devam edecek.

Trump’ın gümrük vergisi tehdidi

Avrupa’nın ekonomik görünümü küresel piyasalarla yakından bağlantılı ve birçok şirket büyük ölçüde uluslararası gelirlere dayanıyor. Bu durum Trump’ın önerdiği gümrük vergilerini özellikle Avrupa’nın en büyük ekonomisi olan Almanya için kritik bir endişe kaynağı haline getiriyor.

Başkanlık kampanyası sırasında Trump, üretimlerini ABD’ye taşımadıkları takdirde Alman otomobil üreticilerini gümrük vergisi uygulamakla tehdit etmişti. “Fabrikalarını burada kurmalarını istiyorum,” diyen Trump, gümrük vergilerini “en güzel kelimelerden biri” diye nitelendirmişti.

Geçen ay da Cumhuriyetçi lider, ocak ayında göreve başladıktan sonra geçerli olmak üzere Kanada ve Meksika’ya yüzde 25, Çin’e ise yüzde 10 ek gümrük vergisi getirmeyi planladığını açıklamıştı. Euro bölgesini hedef alan spesifik bir vergi kesinleşmiş olmasa da, Avrupalı otomobil üreticilerinin hisse senetleri duyurunun yapıldığı gün sert bir satış dalgasıyla karşı karşıya kaldı. Bu olay Avrupa’nın küresel ticaret dinamiklerine karşı kırılganlığını gözler önüne serdi.

ABD’nin Avrupa mallarına gümrük vergisi uygulamaya devam etmesi halinde, otomobil imalat sektörü en ağır darbeyi alan sektörler arasında yer alabilir. Halihazırda Ukrayna’daki uzun süreli çatışma ve Çin’deki zayıf talep nedeniyle baskı altında olan Avrupa otomotiv endüstrisi, derinleşen bir durgunlukla karşı karşıya.

Euro Stoxx Otomobil ve Parçaları Endeksi yılın başından bugüne yüzde 13 düşerek, daha geniş Euro Stoxx 600 endeksindeki yüzde 7’lik yükselişin aksine, Avrupa piyasalarında en kötü performans gösteren sektörlerden biri haline geldi. Mercedes-Benz, Porsche, Volkswagen ve BMW’nin de aralarında bulunduğu Alman otomobil üreticisi hisseleri bu yıl yüzde 13 ila 25 oranında düşüş yaşadı.

Zayıf Çin tüketici talepleri

Çinli tüketici talebindeki durgunluk, özellikle lüks tüketim hisselerinde görüldüğü üzere, bu yıl Avrupa piyasalarının performansını etkileyen önemli bir faktör oldu. Devam eden teşvik önlemlerine rağmen Çin’in ekonomik toparlanması duraksıyor.

Pepperstone London’da kıdemli araştırma stratejisti Michael Brown, “Çinli yetkililer iç talebi canlandırmaya yönelmedikçe, teşviklerin Avrupa hisse senetleri için sürekli bir destek sağlaması olası değil ve söz konusu önlemlerin olumlu yansıması nispeten sınırlı,” dedi.

Diğer yandan, Çin hükümeti önceki günlerde “proaktif maliye politikası ve daha ılımlı gevşetici para politikası” aracılığıyla ekonomiyi desteklemeye yönelik en güçlü taahhüdünü vermişti.

Ekonomistler Çin’in 2025’te faiz oranlarını daha da düşüreceğini ve bütçe açığı seviyesini artıracağını öngörüyor. Çinli yetkililer ayrıca önümüzdeki yıl iç tüketici talebinin iyileştirilmesine öncelik verileceğini vurguladı. Bu politikaların etkin şekilde uygulanması halinde Avrupa tüketici sektöründe anlamlı bir toparlanma görülebilir.

Ancak riskler devam ediyor. Tekrarlaması muhtemel olan ABD-Çin ticaret savaşı Çin yuanının değerini daha da düşürebilir, tüketicilerin satın alma gücünü aşındırabilir ve Avrupa mallarına yönelik talebi azaltabilir.

Siyasi istikrarsızlıklar

Fransa ve Almanya’daki siyasi belirsizlikler Avrupa hisse senetleri için kesinlikle düşüş faktörü olmaya devam edecek. Fransız hisse senedi piyasası, ABD ve Asya’nın bazı bölgelerindeki güçlü rallilerin aksine, gösterge CAC 40’ın bu yıl negatif büyüme kaydetmesiyle, büyük küresel ekonomiler arasında en kötü performans gösteren piyasa oldu.

Almanya’da ise DAX, teknoloji ve savunma sektörlerindeki üstün performans sayesinde küresel eğilimleri yansıtarak yeni zirvelere ulaştı. Piyasalar, iktidardaki koalisyonun dağılmasıyla tetiklenen ve planlanandan yedi ay önce şubat ayında Almanya’da yapılacak erken seçimi yakından izleyecek. Ancak partilerin koalisyon görüşmelerinin sonuçlanması aylar sürebilir.

Bu arada Fransa, artan devlet borcu ve 2025 bütçesi üzerindeki siyasi tıkanıklıkla boğuşmaya devam ediyor. Kamu borcunun gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) yüzde 112’sine ulaşması ve devam eden siyasi çalkantılarla birlikte bankacılık sektörü, kamu maliyesine ilişkin endişeler nedeniyle artan bir baskıyla karşı karşıya.

Avrupa’nın en büyük ekonomilerinde istikrarlı bir liderliğin olmamasının piyasa duyarlılığı üzerinde baskı yaratması bekleniyor.

Michael Brown şunları kaydetti: “Euro Bölgesi varlıkları muhtemelen benzerlerine kıyasla daha yüksek bir risk primi taşımaya devam edecek”.

Bu artan risk primi, borçlanmayı kısıtlayabilecek ve likiditeyi sınırlayabilecek artan devlet tahvili getirilerine de yansıyor.

Kaynak: Sanayi Haber Ajansı

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.