KİRA KRİZİ

Yayınlama: 02.10.2023
44
A+
A-
Sanayi Haber Ajansı İstanbul Temsilcisi Ekonomist / Yazar

Giderek barınma sorununa evirilen kira ve konut sorunu gündemdeki yerini korumaya her geçen gün artan problemlerle birlikte devam ediyor. Her gün yazılı ve görsel basında ev sahibi ve kiracı anlaşmazlıklarından doğan sorunları ve istenmeyen sonuçlarını üzülerek izliyoruz.

Konut ve kira sorununun en önemli nedeni geçtiğimiz 6 şubatta yaşadığımız ve asrın felaketi olarak adlandırılan,11 ilimizi etkileyen deprem felaketidir. (Allah tekrarını vermesin.) Bu acı afette 50000 vatandaşımız can verdi,100000 vatandaşımız yaralandı ve on binlerce bina yerle bir oldu. Böyle bir felaket dünyanın en güçlü ülkelerinde olsa bile ekonomik olarak sorunlar çıkaracağı ve çözümün kolay olmayacağı aşikardır. Hükümet yüzbinlerce vatandaşa yemek ve barınma için tüm olanakları seferber ettiği gibi bizler de millet olarak kenetlendik ve güç birliği yaparak depremzede vatandaşlarımızın ve ulusumuzun yaralarını sarmaya devam ediyoruz. Ancak şu da bir geçek ki her felaketten sonra yapılan yazılı ve görsel basında alınması gereken önlemler, olası depremler gündeme getirildikten sonra bir müddet sonra unutuyoruz. Hükümetin yıllar önce vatandaşın can güvenliği için uygulamaya koyduğu kentsel dönüşüm projesi devam ederken başımıza gelen son depremden sonra tüm ülkede kentsel dönüşüm projeleri hız kazanmıştı. Geldiğimiz noktada ise söz konusu projelerin yavaşladığı ilerleme sağlanamadığını basından izlemekteyiz. Hâlbuki TOKİ yarısı bizden kampanyası ile büyük bir fırsat başlatmıştı ve birçok ev sahibi müracaat etmişti. (Şahsen ben de müracaat ettim ve beklemekteyim.)

Konumuza dönecek olursak kiracı ve ev sahibi anlaşmazlığının temel sebebi yaşadığımız yüksek enflasyondur. Öncelikle enflasyonun önlenerek öncelikle dar ve sabit gelirlilere enflasyonun üzerinde maaş artışı verilmelidir. Açıklanan orta vadeli programda ise tek haneli enflasyona ancak üç yıl sonra ulaşabileceğiz. Yani üç yıl daha kemerleri sıkacağız ama kemerimizde sabretmekten delik kalmadı.

Hükümet kira sorununu çözmek için yıllık artış oranını %25 ile sınırlamasına rağmen sorunlar bitmedi ve yukarıda belirtmeye çalıştığım gibi ve istenmeyen olayların yaşanmasına neden oldu. Enflasyonun %60 a yakın olduğu bir ekonomik ortamda %25 artış gerçekten hesaba ve mantığa aykırıdır. En azından TÜİK tarafından açıklanan TÜFE oranı kadar olsaydı veya ihtiyaç sahiplerine yapılan sosyal yardımlara kira yardımı da eklenseydi bu kadar sorun yaşanmazdı diye tahmin ediyorum. Örneğin bir evi olan bir emekli doğal olarak evinden maksimum getiriyi elde etmeye çalışacaktır. Çünkü günümüzde emekli maaşı ile geçinmek son derece zor hatta imkansızdır.

Diğer taraftan özellikle büyük kentlerimizde bazı ev sahiplerinin kiracı ile problem yaşamamak için evlerini kiraya vermedikleri, boş tuttukları gelen haberler arasındadır. Sadece İstanbul’da boş daire sayısının bir milyon sekizyüzbin adede ulaştığı basında yer almaktadır. Öncelikle boş tutulan evlerden vergi alınmalıdır.

Ipsos’un araştırmasına göre, yüzde 25’ten fazla kira artış talebine maruz kalan kiracıların oranı bir yılda yüzde 51’den yüzde 69’a çıktı. Oturulan evden ve semtten memnuniyet azalmasına rağmen ‘Bütçeme uygun ev bulamam’ korkusu, yüksek kira zamlarını kabul edenlerin sayısını artırdı.

Ipsos Araştırma şirketinin kiracılar ve ev sahiplerine ilişkin yaptığı bir araştırma, geçen yıl her iki kiracıdan birinin yüzde 25’ten fazla kira zammına maruz kalırken, bu yıl her on kiracıdan yedisinin bu durumla karşılaştığını ortaya koydu.

Bu durumun her geçen gün daha da kötüye gittiğinin altı çizilen araştırmaya göre, devletin açıkladığı yasal orandan daha fazla kira artış talebine maruz kalan kiracıların oranı bir yılda yüzde 51’den yüzde 69’a çıktı.

Geçen sene resmi sınırdan daha fazla kira artış talebi ile karşılaşan kiracıların yaklaşık dörtte üçü bu talebi kabul etmek zorunda kalırken, bu sene ise bu durumda olan neredeyse her on kiracıdan dokuzu resmi sınırdan fazla olan artış talebini kabul etmek durumunda kaldı.

İpsosun “son kontrat güncellemesi sırasında ev sahibiniz devletin açıkladığı kira artış oranından daha fazla talep etti mi? Sorusuna alınan yanıtlar aşağıdaki grafiktedir.

Araştırmada dikkat çeken noktalardan biri de yasal sınırdan daha fazla kira zammına maruz kalan kiracıların yaşadığı çaresizlik…

Ev sahibinin talep ettiği kira artışını kabul etmek durumunda kalanların oranı Haziran 2022’de yüzde 73 oranındayken Temmuz 2023’te bu oran yüzde 86’ya çıktı.

Kabul etmeyenlerin oranı da yüzde 27’den 14’e geriledi.

Araştırmaya göre, her 10 kiracıdan 9’u bugün taşınmak zorunda kalsa bütçesine uygun bir ev bulamayacağını düşünüyor.

Oturduğu semtten memnun olmayanların oranı bir yılda yüzde 25’ten yüzde 28’e çıkarken, oturduğu evden memnun olmayanların oranı ise yüzde 31’ten 35’e çıktı.

Araştırmada ayrıca, yapılan kira artışlarının kiracıların yarısının gelirinden daha yüksek olduğu belirlendi ve 2022’ye göre 4 puanlık bir artış olduğu tespit edildi.

‘Son bir yılda kiram gelirimden daha fazla arttı’ diyenlerin oranı yüzde 47’den yüzde 51’e çıktı.

‘Gelirim ve kiram birbirine yakın seviyede arttı’ diyenlerin oranı ise yüzde 39’dan yüzde 35’e düştü.

Öte yandan ev sahipleri ise, eski kiracılar nedeniyle maddi kayba uğradığını düşünüyor.

‘Kiralar sürekli artarken mevcut kiracılar maddi kayba uğruyorum’ diyen ev sahiplerinin oranı bir yılda yüzde 58’den yüzde 70’e yükseldi.

Maddi kayba uğramadığını söyleyenlerin oranı da yüzde 42’den 30’a geriledi.

Kaynak: SANAYİ HABER AJANSI

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.