OVP VE VERGİ GELİRLERİ

Yayınlama: 04.10.2023
25
A+
A-
Sanayi Haber Ajansı İstanbul Temsilcisi Ekonomist / Yazar

Önümüzdeki üç yıl için ekonomik kalkınma, enflasyon, döviz kurları, devlet yatırımları, devletin vergi gelirleri tahminlerini içeren orta vadeli program geçtiğimiz günlerde hükümet tarafından açıklandı. Programda öne çıkan konulardan en önemlisi enflasyonla mücadele ve buna bağlı olarak sıkılaştırılmış para politikası öngörülmektedir.

Öncelikle belirtmem gerekiyor ki Hazine ve Maliye bakanımız Sn. Mehmet Şimşek, T.C. Merkez Bankası başkanımız Sn. Hafize Gaye Erkan ve mesai arkadaşlarına güveniyorum. Çünkü öncelikle ağustos ayı enflasyon verileri TÜİK tarafından aylardan bu yana eksik hesaplanırken bu ay gerçeğe yakın hesaplandı ve aylık enflasyon %9,09 olarak verildi. Bu oran 2020’den bu yana enflasyon açıklayan ve ekonomi bilim insanlarından oluşan ENAG verilerinin üzerindedir. Dolayısıyla TÜİK verileri gerçeğe yakındır. Zaten devlet kurumu olan TÜİK’e vatandaş olarak güvenmek, hesaplarımızda TÜİK verilerini kullanmak hepimiz için önemlidir. Ancak burada bir soruna değinmeden geçemeyiz. Ağustos ayına kadar verilen enflasyon bilgileri yanlış ise 16 milyon emeklinin ve asgari ücret alanların maaşları TÜİK verileri baz alınarak değerlendirilmektedir. TÜİK verileri yanlış ise yaklaşık 20 milyon kişinin maaşları da eksik hesaplanmış olması gerekir ki bu adalete son derece aykırı olduğu için maaş farkları geriye dönük olarak tekrar değerlendirilerek ilgili vatandaşlara ödenmelidir.

2021 yılı eylül ayından itibaren uygulanmaya başlanan düşük faiz yüksek kur dönemine son verilerek yeni bir ekonomi modeline geçildi ve buna bağlı olarak politika faizleri yükselme eğilimine girdi. Bu bağlamda eski model denemiş oldu ve yanlış olduğu geç de olsa anlaşılarak yeni model uygulanmaya başladı. Bu anlamda yeni yönetimin aldığı sıkılaştırılmış para politikası ve enflasyonla mücadele programı geç de olsa olumlu sonuçlar vereceğine inanıyorum. Yanlışın neresinden dönersek kardır.

Devlet gelirleri, vatandaşlardan toplanan vergiler ve kamu iktisadi teşekküllerinin karlarından oluşmaktadır. Açıklanan orta vadeli programda öngörülen vergi gelirleri ile enflasyon oranları çelişmektedir. Örneğin 2024 yılında 28,5 milyar TL vergi geliri tahmin edilmektedir ama enflasyon oranı %33 olarak verilmiştir. Programda üç yıllık vergi gelirleri tahmini 2023 yılında 4trilyon 232 milyar TL,2024 için 7 trilyon 481 milyar TL,2025 için9 trilyon 613 milyar TL 2026 için ise 11 trilyon 467 milyar TL tahmin edilmektedir. Bu tahmine göre vergi gelirlerindeki artış oranları2023 yılında %81,2024 yılında yüzde 73,5,2025 yılında yüzde 28,5,2026 da da %19,3 olacaktır.

Yukarıdaki grafikte vergi gelirlerinin enflasyonun neredeyse iki katına kadar yüksek olduğu görülüyor. Bu durumda vergiler artacağından enflasyon da önemli oranda yükselecek demektir.

2023 ve 2024 yıllarında özellikle yaşanan deprem felaketinin yaralarını sarmak için devlet harcamalarındaki artışın hızla devam etmesi beklenirken OVP’ye göre 2025’ten itibaren harcamalardaki artış yavaşlayacak. OVP’nin kapsadığı 2024-2026 yıllarında harcamalardaki artış hızı vergi gelirlerinin altında olacak.

2024’te vergi gelirlerinin yüzde 73 artması beklenirken devlet harcamaları yüzde 64 artacak. 2025’te harcamalar yüzde 18,2, 2026’da ise yüzde 17,1 olacak.

Uzun süreden bu yana halk arasında tartışma konusu olan devlet harcamaları2024 ve 2025 yıllarında da devam edecek 2026 yılında ise azalmaya başlayacağı belirtilmektedir.

Orta vadeli programda belirtilen en önemli konulardan biri de yerli ve milli paramıza dönüş için gerekli önlemlerin alınacağı ve kur korumalı mevduat sahiplerinin TL ye geçişinin sağlanacağı ifade edilmesidir. Kur korumalı mevduat uygulanmaya konduğu dönemde bir ihtiyaçtı ve gerektiği zaman tekrar gündeme gelebilir.

Tüm bu hedeflerin gerçekleşmesinde en önemli etken enflasyonun yükselmesinin önüne geçilmesidir.

Pandemi ile başlayan Rusya-Ukrayna savaşı ve yaşadığımız deprem felaketi nedeniyle geçen süreçte tüm hesaplarımız veya tahminlerimiz tutmadı ve bedelini de doğal olarak hepimiz ödüyoruz. Önümüzdeki süreçte inşallah böyle olumsuzluklar yaşamayız.

Kaynak: SANAYİ HABER AJANSI

Yazarın Son Yazıları
BLOKZİNCİR Son yıllarda finans dünyasından lojistiğe, sağlıktan kamu yönetimine kadar geniş bir alanda “blok zincir” adı sıkça duyulmaya başladı. Kimi uzmanlar onu internetten sonraki en büyük devrim olarak tanımlıyor. Peki blok zincir (Blockchain) nedir? Neden bu kadar önem kazandı? Ve gelecekte hangi alanlarda hayatımızı köklü şekilde değiştirebilir? Blok zincir, en basit ifadeyle, verilerin şifrelenmiş bloklar hâlinde tutulduğu ve bu blokların birbirine zincir gibi bağlandığı, merkezi olmayan bir kayıt sistemidir. Bu sistem, verileri tek bir otorite yerine dağıtılmış bilgisayar ağlarında saklar. Böylece kayıtlar değiştirilemez, manipüle edilemez ve şeffaf bir biçimde doğrulanabilir. Blok zincir, adını aldığı “blok” yapısı ile çalışır. Her blok; belirli sayıda işlemin kaydını, zaman damgasını ve bir önceki bloğun şifrelenmiş özetini (hash) içerir. Bu yapı, zincirin bütünlüğünü korur. Bir bloğun verisi değiştirilmeye çalışıldığında, bu değişiklik tüm zinciri bozar. Sistem ise bu uyumsuzluğu hemen fark eder. Bu nedenle blok zincir, sahteciliğe ve veri manipülasyonuna karşı son derece dayanıklıdır. Teknik olarak, blok zincirin en önemli özellikleri şunlardır: Merkeziyet sizlik: Tek bir sunucuya bağlı değildir; ağın her katılımcısı verinin bir kopyasına sahiptir. Şifreleme: Güvenlik, gelişmiş kriptografi yöntemleri ile sağlanır. Değiştirilemezlik: Bir kez kayıt edilen veri geriye dönük olarak silinemez veya değiştirilemez. Şeffaflık: Tüm işlemler, ağdaki herkes tarafından doğrulanabilir. Bitcoin’den Ötesi: Kullanım Alanlarının Çeşitlenmesi Blok zincir, kamuoyunun ilgisini ilk olarak 2009’da Bitcoin ile çekti. Satoshi Nakamoto isimli anonim bir kişi veya grup tarafından geliştirilen Bitcoin, blok zincir teknolojisinin ilk büyük uygulaması oldu. Ancak teknoloji sadece kripto paralarla sınırlı değil. Bugün blok zincir, aşağıdaki alanlarda devrim yaratma potansiyeline sahip: Finans ve Bankacılık: Uluslararası para transferleri, saniyeler içinde ve düşük maliyetle yapılabilir. Lojistik ve Tedarik Zinciri: Ürünlerin üretimden müşteriye kadar tüm süreci izlenebilir. Sağlık Sektörü: Hasta kayıtları güvenle saklanabilir ve yetkilendirilmiş kişilerce erişilebilir. Kamu Yönetimi: Tapu kayıtları, seçim sistemleri ve vergi işlemleri şeffaf hale getirilebilir. Sanat ve Telif Hakları: NFT’ler ile dijital varlıkların mülkiyeti güvenle korunabilir. Avantajlar: Güven, Hız ve Maliyet Tasarrufu Blok zincirin en büyük avantajı, güveni “teknoloji” üzerinden sağlamasıdır. Geleneksel sistemlerde güven, genellikle aracı kurumlar (banka, noter, devlet kurumu vb.) üzerinden inşa edilir. Blok zincirde ise bu güven, matematiksel algoritmalar ve ağın kendi doğrulama mekanizmaları ile sağlanır. Bunun yanı sıra aracıların ortadan kalkması, işlem sürelerini kısaltır ve maliyetleri düşürür. Örneğin, uluslararası para transferlerinde günler süren süreçler, blok zincir ile dakikalar içinde tamamlanabilir. Zorluklar ve Eleştiriler Her yenilik gibi blok zincir de bazı sorunlarla karşı karşıya. Öncelikle, yüksek enerji tüketimi özellikle “iş kanıtı” (Proof of Work) mekanizmasını kullanan sistemlerde çevre açısından eleştirilere yol açıyor. Ayrıca, yasal düzenlemelerin eksikliği ve teknolojinin karmaşıklığı, geniş çaplı benimsenmenin önünde engel oluşturuyor. Bir başka endişe, blok zincir üzerinde yapılan anonim işlemlerin yasa dışı faaliyetler için kullanılabilmesi. Bu nedenle pek çok ülke, blok zincir tabanlı projelere hem teşvik hem de denetim getirecek yasal çerçeveler üzerinde çalışıyor. Geleceğe Bakış: Dönüşümün Eşiğinde Uzmanlar, önümüzdeki 10 yıl içinde blok zincirin internet kadar yaygın bir altyapı haline geleceğini öngörüyor. Özellikle merkeziyet siz finans (DeFi), akıllı sözleşmeler (Smart Contracts) ve metaverse projeleri, bu teknolojinin geleceğini şekillendirecek ana unsurlar olarak görülüyor. Türkiye’de de blok zincir çalışmaları hız kazanıyor. Bankacılık sektörü, ödeme sistemleri ve e-devlet uygulamalarında pilot projeler yürütülüyor. Yerli girişimler hem yazılım hem de donanım tarafında çözümler geliştiriyor. Sonuç Blok zincir, yalnızca teknolojik bir yenilik değil; iş yapma biçimlerimizi, güven tanımlarımızı ve veri yönetim anlayışımızı kökten değiştirecek bir paradigma. Bu sessiz devrim, belki de önümüzdeki yıllarda internetin sağladığı değişimden bile daha derin etkiler yaratacak. Güvenin, hızın ve şeffaflığın temel olduğu bir dünyada, blok zincir teknolojisi hem fırsatlar hem de sorumluluklar sunuyor. Şimdi önemli olan, bu teknolojiyi doğru anlamak, sürdürülebilir ve etik kullanımlar geliştirmek. Çünkü geleceğin dijital dünyasında, zincirin halkası koparsa güvenin tamamı yok olur. ZAFER ÖZCİVAN Ekonomist-Yazar Zaferozcivan59@gmail.com
22.08.2025
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.